YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/549
KARAR NO : 2014/2007
KARAR TARİHİ : 11.02.2014
MAHKEMESİ : Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/10/2013
NUMARASI : 2013/292-2013/426
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece bozmaya uyulmuşsa da gereği yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki;
1-Dairemizin bozma kararı ile, bir yılda çift ürün alınabilen yörelerde dahi bu ürünlerin hazırlık ve yetişme süreleri dikkate alındığında bir yılı aşan süre gerektiği de gözönünde bulundurularak, genellikle iki yılda üç ürünün münavebeye alınması suretiyle değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuş olup mahkemece bozma kararından sonra düzenlenen bilirkişi kurulu raporunda münavebeye bozma kararı öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporunda buğday ürününün yanında, münavebeye alınan diğer ürünlerden seçim yaparak buna göre değerlendirme yapılması gerektiği halde, münavebeye buğday ürünü alınmayarak ve yine bozma kararı öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporunda münavebede yer almayan patlıcan ürününün alınarak değer tespit edilmesi ve bu rapora göre hüküm kurulması,
2-Tarsus Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü’nden münavebeye alınacak ürünlere ait verim, fiyat ve ayrıntılı üretim giderlerini gösteren 2011 yılı itibarıyla resmi veri cetveli getirtilip, raporun denetlenmemesi,
3-Mahkemenin bozmadan önceki kararında hükme esas alınan bilirkişi raporunda arta kalan kısımda %40 değer kaybı uygulanmış olup bu hususun bozma nedeni yapılmadığı ve davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu dikkate alınmadan bozma sonrası değer kaybı hesabı yapılmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması,
4-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan şerhler ile birlikte davacı adına tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
5-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi gereğince Acele El Koyma dosyasında tespit edilen ve bankaya bloke edilen bedelin mahsup edilerek fark bedeline dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerekirken, faize hükmedilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 11.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.