Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/5449 E. 2014/11140 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5449
KARAR NO : 2014/11140
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

MAHKEMESİ : Ankara Batı 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/01/2014
NUMARASI : 2013/1236-2014/24

Dava dilekçesinde, Meryem’in ağır hastalığı nedeniyle vesayet altına alınması istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili, kısıtlanmak istenen M.. K..’nun yatalak ve ağır hasta olması nedeniyle huzurevinde kaldığını, bu sebeple müvekkilinin annesine vasi olarak atanmasını istemiş; kısıtlı adayı hakkında alınan sağlık kurulu raporuna göre; Türk Medeni Kanunu’nun 408. maddesince kısıtlanması gerektiği bildirilmiştir. Mahkemece ağır hasta kısıtlı adayının tüm çabalara rağmen beyanı alınamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 408. maddesinde “Yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilir.” hükmü öngörülmüştür. Aynı Kanunun 426/1. maddesinde de, “Ergin bir kişinin hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri bir sebeple ivedi bir işini kendisi görebilecek veya temsilci atayabilecek durumda değilse vesayet makamınca ilgilinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı atanabileceği, 431. maddesinde ise, “Vasinin atanması usulüne ilişkin kuralların, kayyım ve yasal danışmanın atanmasında da uygulanır.” hükümleri yer almıştır.
Dosya içerisinde bulunan Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 17.09.2013 tarihli sağlık kurulu raporunda M.. K..’nun Türk Medeni Kanunu’nun 408. maddesine göre vesayet altına alınması gerektiği bildirilmiştir.
Dosya kapsamına ve rapor içeriğine göre, mahkemece kısıtlanmak istenen M.. K..’nun TMK.nun 408. maddesine göre kısıtlanabilmesi için öncelikle beyanının alınması, ilgilinin mahkeme huzurunda hazır edilerek dinlenmesi mümkün değil ise; hakimlikçe bizzat bulunduğu yerde beyanının alınması ve sonucuna göre TMK.nun 408. maddesi gereğince vesayet altına alınmasının değerlendirilmesi, beyanının alınması mümkün olmaz ise; Türk Medeni Kanunu’nun 426. maddesinde düzenlenen hastalığı nedeniyle temsil kayyımı atanması gerekirken, mahkemece adı geçenin beyanının alınamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.