Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/5183 E. 2014/11381 K. 26.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5183
KARAR NO : 2014/11381
KARAR TARİHİ : 26.06.2014

MAHKEMESİ : Kars 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2013
NUMARASI : 2013/454-2013/588

Dava dilekçesinde, doğum tarihinin düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanı ile 1982 yılında doğduğu halde nüfus kütüğüne tescil edilmediğini, 1977 yılında doğup daha sonra ölen kardeşinin ismi ile yaşadığını bu nedenle 15.08.1977 olan doğum tarihinin 15.08.1982 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen davacının, nüfusa kayıt edilmediği, kendisinden önce doğmuş ve nüfusa 15.08.1977 doğum tarihi ile 06.09.1977’de tescil edilip vefat ettiği halde sağ gözüken nüfusa aynı ad ile kaydedilen kardeşinin kaydını kullandığı anlaşılmaktadır.
Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeyerek kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanması nedeniyle bu kişinin nüfusa tescil edilmesi, dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindedir.
Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 35/1. maddesinde de “Saklı nüfus olduklarını iddia edenlerin aile kütüklerine tescil için müracaat makamı illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklardır…” şeklinde hüküm bulunmaktadır. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.