YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5167
KARAR NO : 2014/14078
KARAR TARİHİ : 14.10.2014
MAHKEMESİ : Gülnar Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/09/2013
NUMARASI : 2012/102-2013/153
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesi taraf vekillerince, incelemenin duruşmalı olarak yapılması ise bir kısım davalılar vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz edenlerden bir kısım davalılar vekili Av…… ve davacı vekili Av…..geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki;
1-Aynı kamulaştırma kapsamında aynı değerlendirme (2010) tarihi itibariyle dava konusu taşınmazla aynı köyde bulunan bir kısım taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davalarının Dairemizde daha önce yapılan temyiz incelemelerinde (Gülnar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/93 E. 2013/26 K. Dairenin 2013/7710 E-10646 K sayılı; Gülnar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/96 E. 2013/29K. Dairenin 2013/8892 E-12069 K sayılı; Gülnar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/97 E. 2013/30 K. Dairenin 2013/8891 E-12070 K sayılı; Gülnar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/101 E. 2013/68 K. Dairenin 2013/9800 E-12072 K sayılı gibi) bilirkişi raporlarında sulu şartlarda münavebeye domates, marul, hıyar, patlıcan alındığı ve kamulaştırma bedelinin bu suretle tespit edildiği, belirtilen dosyaların Gülnar İlçesi veri cetvelinin esas alınması gerektiği belirtilerek bozulduğu, münavebe planı yönünden herhangi bir bozma nedeni belirtilmemiş olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Dairemizce incelenen ve yukarıda belirtilen dosyalarda bozma nedeni yapılmayan münavebe planı esas alınarak kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi gerekirken, bu dosyada münavebe planı değiştirilerek buğday, k.marul ve hıyarın münavebeye alınmasıyla kamulaştırma bedelinin tespit edilmiş olması,
2-Dava konusu taşınmazın; deniz sahiline 1,5 km mesafede olup Antalya karayolu üzerinde bulunması, tarihi ve turistik mekanlara yakınlığı, denizinin temizliği dolayısıyla turistlerin ve yatırımcıların tercihi olması, tarımsal ürünlerin pazarlama kolaylığı gibi hususların tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın değerinde en fazla % 20 oranında objektif değer artışına neden olabileceği düşünülmeden, %40 oranında objektif değer artışı uygulayan bilirkişi kurulu raporuna göre karar verilmesi,
3-Gerekçeli karar başlığında hakim ve katip isimleri ile sicillerinin yazılmamış olması,
4-Bir kısım davalılar vekili Av….., davalılardan R.. A.. ve H.. E..’in vekili olduğu halde, gerekçeli karar başlığında davalı M.. A..’un vekili olarak yazılması ve davalı R.. A.. vekili olarak yazılmamış olması,
5-Mahkemenin ilk kararında tespit edilip idarece davalılar adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davacı idareye ödenmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
6-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerekirken faiz talebinin reddine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı ve davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa, davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 14.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.