YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5013
KARAR NO : 2014/6751
KARAR TARİHİ : 10.04.2014
MAHKEMESİ : Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/12/2012
NUMARASI : 2012/43-2012/679
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Kamulaştırma Yasasının 15. maddesinin son fıkrasında, bilirkişilerce -aynı Yasanın 11. maddesinin (f) bendi hükmü gözetilerek- yapılacak değer tespitinde, idarece belgelerin mahkemeye verildiği günün (28.05.2012 dava tarihi) esas tutulacağı öngörülmüş olup buna göre davanın açıldığı 2012 yılına ait verilerin esas alınarak kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi gerekirken, henüz 2012 yılına ait verilerin oluşmadığı gerekçesiyle 2011 yılı verileri esas alınmak suretiyle belirlenen m² değerine ÜFE endeksi uygulanarak 2012 yılı değerine ulaşılmış olması doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
2-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden bu yönüyle de hükmün bozulması gerekmiştir.
Mahkemece yapılacak iş; değerlendirmeye esas alınan kuru şartlarda buğday, saman (yan ürün), kuru soğan ve marul için dosyaya getirtilen 2012 yılına ait veri listesi dikkate alınarak ve yukarıda sözü edilen bozma sebebi doğrultusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp bu ek raporun bozmaya ve veri listelerine uygunluğu da denetlendikten sonra oluşacak sonuç doğrultusunda -faize dair bozma gerekçesi de dikkate alınarak- karar vermek olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 10.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.