YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4981
KARAR NO : 2014/11378
KARAR TARİHİ : 26.06.2014
MAHKEMESİ : Burdur Aile Mahkemesi
TARİHİ : 11/12/2013
NUMARASI : 2013/327-2013/583
Davacı dava dilekçesinde, evlatlığının nüfus kaydında Raziye olarak geçen gerçek annesinin adının kendi adı olan Ayşegül olarak değiştirilmesini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı, davalı Raziye ile dava dışı F. İ.nin kızları İ.. İ..’yi evlatlık aldığını, ancak İ. E.l’ün nüfus kaydında gerçek annesinin adının yazdığını, nüfus kaydına anne adının farklı olması nedeni ile sorunlar yaşadıklarını bildirerek İ. E.ün “Raziye” olan anne adının “Ayşegül” olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının tek başına evlat edindiği, Medeni Kanun’un 314/2.maddesinde eşler tarafından birlikte evlat edinme halinde, nüfus kaydına evlat edinen eşlerin adının yazılacağının düzenlendiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, 01.01.2004 doğum tarihli İ.. İ..’nin R.ve F. İ.çocuğu iken Ağlasun Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 24.02.2005 gün ve 2005/3-12 sayılı kararı ile davacı tarafından evlat edinildiği, davacı hanesine kızı, ancak anne adı Raziye olarak tescil edildiği anlaşılmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 314. maddesinin dördüncü ve Nüfus Yönetmeliğinin 105. maddesinin dördüncü fıkra hükümlerine göre, eşler tarafından birlikte evlat edinilen ve ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına ana ve baba adı olarak evlat edinen eşlerin adları yazılır. 15.03.2009 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan Küçüklerin Evlat Edinilmesinde Aracılık Faaliyetlerinin Yürütülmesine İlişkin Tüzüğün 20. maddesinin dördüncü bendinde “eşler tarafından birlikte evlat edinilen ve ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına, ana ve baba adı olarak evlat edinen eşlerin adları yazılır. Tek başına evlat edinilmesi halinde de aynı yöntem uygulanır” şeklinde düzenleme yapıldığı anlaşıldığından, evlat edinme ve tüzük tarihleri dikkate alınarak ana adı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.