Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/4944 E. 2014/8862 K. 13.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4944
KARAR NO : 2014/8862
KARAR TARİHİ : 13.05.2014

MAHKEMESİ : Kovancılar Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/06/2013
NUMARASI : 2012/502-2013/324

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların sayı, yaş ve cinsleri dikkate alındığında taşınmaza kapama meyve bahçesi niteliği vermeyeceğinden taşınmazın tarım arazisi olarak değerlendirilip üzerindeki ağaçların yaş ve cinsleri belirtilmek suretiyle 2012 yılı rayiç değerlerinin gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden getirtilip maktu ağaç bedellerinin hesaplanarak kamulaştırma bedelinin tespiti gerekirken, bu hususlara uymayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması,
2-Kamulaştırma Yasası’nın 4650 sayılı Yasayla değişik 10.maddesinin onbirinci fıkrasına göre kamulaştırması yapılan taşınmaz mal tahsis edildiği kamu hizmeti itibariyle sicile kaydı gerekmeyen bir niteliğe dönüşmüş ise, istek halinde mahkemece sicil kaydının terkinine karar verilir. Dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile hazine adına tescili istendiğine göre, mahkemece dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, talebi aşacak şekilde dava konusu taşınmazın TMK.nun 999 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16/c maddesi gereğince tapudan terkinine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
3-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit ve tescil dosyasında belirlenen kamulaştırma bedeli ile Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca açılan acele el koyma dosyasında yatırılan bedel arasındaki farka faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.