Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/4833 E. 2014/6306 K. 07.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4833
KARAR NO : 2014/6306
KARAR TARİHİ : 07.04.2014

MAHKEMESİ : Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/11/2013
NUMARASI : 2013/194-2013/538

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
1-Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarına göre bir yılda çift ürün alınabilen yörelerde dahi bu ürünlerin hazırlık ve yetişme süreleri dikkate alındığında bir yılı aşan süre gerektiği de gözönünde bulundurularak genellikle iki yılda üç ürünün münavebeye alınması suretiyle değerlendirme yapılması gerektiğinden, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 6 yılda 9 ürün münavebesi üzerinden değerlendirme yapılması doğru görülmediğinden: mahkemece verilen karar Dairemizce bozulmuş olup bozma öncesi bilirkişi raporunda münavebeye alınan ürünler arasından (bilirkişi kurulunca münavebeye buğday ürünü de mutlak alınmak koşulu ile) seçim yapılarak değerlendirme yapılması gerekirken, bozma öncesi münavebe planında yer almayan patlıcan münavebeye alınmak suretiyle değerlendirme yapan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi.
2-Bilirkişi kurulunca münavebeye alınan ürünlerin değerlendirme tarihi olan 2011 yılı itibariyle dekar başına ortalama verimine, dekar başına üretim giderine ve ortalama toptan satış fiyatına ilişkin veri listesinin gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden getirtilip bilirkişi kurulu raporunun denetlenmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
3- Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi geretiği belirtilmiştir.
Yasa koyucunun da bu hak ihlalini dikkate alarak 6459 sayılı Kanunun 6. maddesi ile 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup aynı Yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de, 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna İlişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ile tescil davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesi gereğince acele el koyma dosyasında tespit edilen ve bankaya bloke edilen bedelin mahsup edilerek fark bedeline dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.