Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/4380 E. 2014/12448 K. 11.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4380
KARAR NO : 2014/12448
KARAR TARİHİ : 11.09.2014

MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/06/2013
NUMARASI : 2011/938-2013/436

Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile ecrimisile hükmedilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin olup mahkemece fiilen el atıldığı iddia olunan yerlerle ilgili olarak davacının uzlaşma yoluna gitmeden dava açtığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile değiştirilen 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6. maddesinin 10. fıkrasında “Vuku bulduğu tarih itibari ile maddenin kapsamında olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce tazmin talebiyle dava açmış olanlar; bu madde hükümlerine göre uzlaşma yoluna gitmeyi isteyip istemediklerini bu maddenin yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde idareye ve mahkemeye verecekleri dilekçeler ile bildirebilirler. …bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Dava konusu somut olay incelendiğinde, kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat davasının yukarıda açıklanan Yasa maddesinin yürürlüğe girmesinden önce 24.10.2011 tarihinde açıldığı ve dava tarihi itibariyle uzlaşmaya başvurulduktan sonra dava açılmasını dava şartı sayan ve yukarıda açıklanan Yasa maddesinin yürürlükte olmadığı ve yasanın yürürlüğe girdiği tarihte derdest olan davalarla ilgili olarak uzlaşma yoluna başvurulması isteğe bağlı olduğu ve yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 ay içinde kullanılacak bu hakka ilişkin sürenin geçtiği anlaşılmaktadır.
Bundan ayrı fiilen el atılan kısım ve el atan idare tespit edildikten sonra imar planında el atılan kısmın dışındaki bölüm de aynı idarenin hizmet alanı içerisinde kalıyorsa, proje bütünlüğü gözönünde tutulup bu kısımlar da hukuki el atma kapsamında olmayacağından bedeline hükmetmek gerekmektedir.
Mahkemece yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak mahallinde keşif yapılıp, fiilen el atmanın bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte, hangi idare tarafından el atıldığı, imar planı gereğince geri kalan bölümün aynı idarenin hizmet alanı içerisinde kalıp kalmadığı, el atılan kısımla proje bütünlüğü mevcut olup olmadığı hususları araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz araştırma, eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.