Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/4190 E. 2014/6376 K. 07.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4190
KARAR NO : 2014/6376
KARAR TARİHİ : 07.04.2014

MAHKEMESİ : Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/07/2013
NUMARASI : 2011/27-2013/272

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki;
1-Dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi olduğu yönünde tespit yapılmaksızın sulu arazi olarak kabul edilmesi doğru görülmediğinden mahkemece verilen karar Dairemizce bozulmuş olup, bozma kararı sonrasında dava konusu taşınmaz sulu kabul edilerek bozma öncesi münavebeye alınan 1 yıl buğday, saman (yan ürün), 2. yıl mısır, 3. yıl kabak, 4. yıl domates dışında 1. yıl için 2. ürün olarak taze fasulye alınmak suretiyle uyulan bozma ilamında değinilen husus dışına çıkılmak ve önceki münavebe planı değiştirilmek suretiyle değerlendirme yapılması,
2-Mahkemenin bozma öncesi ilk kararında dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların yaş ve cinsleri itibariyle rayiç değerlerinin ilçe tarım müdürlüğünden getirtilip bilirkişi raporunun denetlenmemiş olması nedeniyle verilen karar bozulmuş olup, bozma kararı sonrasında ilçe tarım müdürlüğünden ağaçların rayiç değerleri getirtilmiş olmasına rağmen bu değerlere uymayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
3-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla 158.784,13 TL ilk kamulaştırma bedeline 08.12.2008 gününden itibaren ilk karar tarihi olan 24.11.2009 tarihine kadar; fark bedeli olan 17.327,53 TL kamulaştırma bedeline ise 08.12.2008 gününden itibaren ikinci karar tarihi olan 18.07.2013 tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, kamulaştırma bedeline davanın açıldığı tarihi takip eden dördüncü aydan itibaren ilk karar tarihine kadar kanuni faiz işletilmesine karar verildiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.