YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4079
KARAR NO : 2014/9321
KARAR TARİHİ : 27.05.2014
MAHKEMESİ : Adana 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/12/2013
NUMARASI : 2013/949-2013/1589
Dava dilekçesinde, davacının oğlu olan A.. A..’un kısıtlanması ve kendisinin vasi olarak atanması istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm kısıtlı adayının eşi olan Ö.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı dava dilekçesinde, oğlu A.. A..’un %58 özürlü olduğunu belirterek kısıtlanmasını istemiştir. Mahkemece Türk Medeni Kanunu’nun 408. maddesi uyarınca kısıtlama kararı verilmiş, hüküm kısıtlının eşi Ö.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 414.maddesine göre kısıtlının eşinin kararı temyiz etmekte hukuki yararının bulunması nedeniyle temyiz istemi kabul edilerek yapılan incelemede;
Dosyada mevcut belge ve bilgiler ile özellikle Adana Doktor Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin üç psikiyatri uzmanı tarafından düzenlenen 25.09.2013 tarihli raporunda, kısıtlının vesayet altına alınmasının gerekmediği, yasal danışman atanmasının ve 6 ay sonra kontrolünün uygun olduğunun belirtildiği,Türk Medeni Kanunu’nun 405. maddesi gereğince akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunduğuna ilişkin bir tespitin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Ayrıca vesayet hakkındaki hükümler kamu düzenine ilişkin olup Türk Medeni Kanunu’nun 408. maddesinde, yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her erginin kısıtlanmasını isteyebileceği hükme bağlanmıştır. Duruşmada dinlenen kısıtlı, 2004 yılında geçirdiği trafik kazası nedeniyle beyin ameliyatı geçirdiğini, bu olay ve eşiyle arasında sürmekte olan boşanma davası nedeniyle psikolojisinin bozulduğunu, özellikle eşinin, elde etmeyi umduğu tazminatın belli bir kısmına el koymayı düşünmesi nedeniyle kendi isteğiyle vesayet altına alınmak istediğini beyan etmiştir. Kısıtlının bu yöndeki beyanı üzerine TMK.nun 408. maddesi gereğince kısıtlanmasına karar verilmiş ise de mahkemece TMK’nun 408. maddesi kapsamında gerekli araştırma yapılarak kısıtlanmak istenenin vesayet altına alınmayı gerektirecek sakatlığı veya ağır hastalığı olup olmadığını belirten tam teşekküllü hastaneden sağlık kurulu raporu alındıktan sonra karar verilmesi gerekirken, sadece beyana dayalı olarak ve eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.