YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4037
KARAR NO : 2014/7341
KARAR TARİHİ : 21.04.2014
MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/11/2013
NUMARASI : 2012/13-2013/623
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece, yerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu dava konusu taşınmazın arsa kabulü ile bu niteliğine göre değerlendirme yapılmış olmasında yöntem olarak bir isabetsizlik yoktur. Ancak, bilirkişi kurulunca bozma sonrası düzenlenen ek rapor dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti açısından hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-Kamulaştırma Yasasının “Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Esasları”nı düzenleyen 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi uyarınca; arsalarda kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlar dikkate alınarak, taşınmazın değerini etkileyebilecek tüm nitelik ve unsurların ayrı ayrı değerinin bu bağlamda bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçülerin ve varsa vergi beyanlarının esas tutulması yoluyla raporda tüm bu unsurların yanıtlarının ayrı ayrı belirtilmek suretiyle ve ilgililerin beyanları da gözetilip gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmazın değerinin tespiti gerekir. Anılan Yasa maddesi hükmü doğrultusunda Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da gözönünde bulundurulduğunda; dava konusu taşınmaz ile buna emsal alınan taşınmazın ya da taşınmazlardan her birinin ayrı ayrı cadde veya sokak üzerinde oluşları, konut ya da ticaret alanlarında yer alıp almadıkları, imar durumları, buna göre inşaat yapılabilme ve yapılacak inşaatın kat sayısı, bitişik ya da ayrık düzende yapılaşma alanlarından hangisinde bulundukları hususlarının açıkça belirlenmesi, bu ve benzeri tüm nitelik ve unsurların tek tek açıklanmasından sonra buna göre dava konusu taşınmazın emsal alınan taşınmazlara nazaran üstün ve eksik yönleri ile bunun yüzde oranları saptanıp bu oranlar çerçevesinde dava konusu taşınmazın ulaştığı değer tespit edilmelidir.
Somut olayda bilirkişi kurulunca düzenlenen ve hükme esas alınan raporda; dava konusu ile emsal olarak alınan 2146 parsel sayılı taşınmazın nitelik ve özelliklerinin belirtilmesi ile yetinilmesi, yukarıda değinilen esaslar çerçevesinde birbiriyle karşılaştırılması yapılıp eksik ve üstün yönleri -denetime elverişli biçimde- belirtilmeden taşınmazın m² birim fiyatının gösterilmesi, emsale ait resmi satış senedinin getirtilip uygun emsal olup olmadığının denetlenmemesi ve genel sözlerle değerlendirme yapılarak bir bedel belirlenmesi dahi uygun olmadığı halde başka bir kamulaştırma işlemi nedeniyle komşu parsellerle ilgili olarak Milli Emlak Denetmenince hazırlanan özel rapordaki m² değeri dava konusu taşınmaza uyarlanarak bilirkişi kurulunca yapılan alternatif hesaplama sonucu bulunan ve yasadaki yönteme uygun düşmeyen bedel belirleme şekline itibarla hüküm kurulması,
2-Dava konusu taşınmazın ifrazı ile oluşan tüm tapu kayıtları ile bu kayıtların ilk geldisinden itibaren tümünü gösteren tapu kayıtları getirtilip (2161 parsel nolu) kamulaştırılan alanın miktarı denetlenmeden kamulaştırma bedelinin belirlenmesi,
3-Kabule göre de;
Mahkemece bankaya bloke edilen kamulaştırma bedelinin bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş mevduat faiziyle davalıya ödenmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken infazda duraksamaya neden olacak şekilde davalıya ödeme tarihindeki mevduat faizi ile birlikte ödenmesi yolunda karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Mahkemece (1) nolu bozma kararı doğrultusunda tarafların vereceği ya da re’sen getirtilecek kayıtlar üzerinden yukarıda açıklanan ilkelere uygun taşınmaz satışları araştırılarak emsal olabilme niteliklerine uygun bulunanlar tespit edilip bu emsallerin 11. maddenin (d) bendinde öngörülen vergiye esas olmak üzere ilgili belediyelerce bulundukları cadde veya sokak için değerlendirme tarihindeki asgari m² değerleri getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme, emsal taşınmazların ise değerlendirmeye esas alınan satış tarihleri itibarıyla imar düzenlemesi sonucu meydana gelen imar parselleri olup olmadıkları da belediye imar müdürlüğü ve tapu müdürlüklerinden araştırılıp bu emsallere göre ve ayrıntılı olarak karşılaştırma yapan raporlar alınarak oluşacak duruma göre ve bozmanın diğer bentleri de gözetilerek karar verilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.