YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3878
KARAR NO : 2014/9209
KARAR TARİHİ : 26.05.2014
MAHKEMESİ : Ankara 13. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/12/2013
NUMARASI : 2012/1633-2013/2039
Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 31.10.2012 gün ve 2010/2200 sayılı ihbar yazısı ile, U.. A..’a vasi atanması istenilmiştir. Mahkemece yasal danışman atanmasına karar verilmiş, hüküm kısıtlı adayı ve yasal danışman adayı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 31.10.2012 tarihli ihbar yazısında; kısıtlı adayının akıl hastası olması tespit edilmekle, TMK.nun 405. maddesi gereği kendisine vasi atanması istenilmiş, mahkemece yasal danışman atanmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin hükmüne dayanak yapılan Ankara Numune Hastanesince verilen 13.12.2012 tarihli raporunda; ”kısıtlı adayı U.. A..’a şizofreni tanısı konduğu, almakta olduğu tedavi ile remisyonda olduğu bu hali ile vasi tayini gerekmediği, TMK.nun 405. maddesi uyarınca; akli dengesinin tedavi altındayken akıllıca yaşam sürmek için yeterli olduğu, tedavi altındayken normal bir yaşama izin verdiği, kendi işlerini görecek güce sahip olduğu, sürekli yardıma muhtaç olmadığı, başkalarının emniyetini tehdit etmeyeceği, muhafaza altına alınması gerekmediği, hastalığının sürekli olduğu, TMK.nun 405. maddesi uyarınca vasi tayini gerekmediği, hakimlikçe dinlenmesinde yarar olduğu, yasal danışman gerektiği” bildirildiği anlaşılmıştır.
Hükme esas alınan raporda, kısıtlı adayı U.. A..’a şizofreni tanısı konduğu, almakta olduğu tedavi ile remisyonda olduğu bu hali ile vasi tayini gerekmediği belirtilmiş ise de hastalığın sürekli olduğu hususu da dikkate alınarak, iyileşmesinin mümkün bulunup bulunmadığı konusu açıkça belirtilmediğinden; bu hususun giderilmesi için alınmış rapor da eklenerek ilgilinin Adli Tıp ilgili İhtisas Kuruluna sevk edilmesi ve muayenesinin yapılarak Türk Medeni Kanunu’nun 405. maddesinde yer alan kısıtlama sebeplerinin bulunup bulunmadığının kuşku ve şüphe yaratmayacak şekilde raporla tespit edilerek, oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken kendi içinde çelişkili ve yetersiz rapora itibarla yasal danışman atanmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.