Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/3711 E. 2014/8877 K. 13.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3711
KARAR NO : 2014/8877
KARAR TARİHİ : 13.05.2014

MAHKEMESİ : Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/10/2012
NUMARASI : 2010/675-2012/330

Davanamede, C. A.’ın P. K. adı ile mükerrer yazılan kaydının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
S.. K..’ın K.. A..’ın kendisini tehdit ettiğini iddia ederek şikayette bulunması üzerine başlatılan soruşturmada, S.. K.. ve K.. A..’ın gayriresmi ilişkisinden doğan çocuğun K.. A.. nüfusuna resmi eşi Semra’dan doğmuş gibi Casim adı ile, S.. K..’ın ise Polat adı ile kendi bekarlık hanesine kaydettirdiğinin anlaşılması üzerine Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı 03.11.2010 gün 2010/82 sayılı davanamesi ile C. A. ile P. K.’ın aynı kişi olduğundan mükerrer kayıt olan P. K.’a ait nüfus kaydının iptali istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36.maddesinin 1/a bendine göre, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları düzeltmeyi isteyen şahıslar ile, ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Yasanın bu hükmünden de anlaşılacağı gibi nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davasının Cumhuriyet Savcısı tarafından açılabilmesi için yasada öngörülen koşulların bulunması gerekir.
Somut olayda, ilgili resmi dairenin gösterdiği bir lüzum bulunmamaktadır.
Ayrıca dava konusu olay yürütülmekte olan soruşturmayı değiştirecek nitelikte olmadığı gibi, olayla ilgili olarak da 04.11.2010 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. Nüfus kaydının düzeltilmesi istemi yanlış yazılım nedeni ile hukukları etkilenecek olan kişilere aittir. Bunlar, diğer vatandaşlar gibi harç vb. yükümlülüklerini yerine getirerek böyle bir davayı gerek gördükleri takdirde her zaman açabilirler.
Mahkemece açıklanan hususlar gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.