Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/3391 E. 2014/11993 K. 08.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3391
KARAR NO : 2014/11993
KARAR TARİHİ : 08.07.2014

MAHKEMESİ : Kayseri 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/07/2013
NUMARASI : 2010/518-2013/1083

Asıl ve birleşen dava dilekçesinde, müdahalenin men’i ile eski hale getirme istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı yönetim asıl davada; davalıların mesken niteliğindeki bağımsız bölümlerini işyerine dönüştürmek için yaptırdıkları levha, merdivenler, dış kapılar ve diğer tüm eklenti ve yapılardan kaynaklı müdahalelerinin men’i ile dava konusu gayrimenkulün mesken olarak kullanılması için projeye uygun hale getirilmesi ve kal’ini, birleşen dosyada ise; davalıların kapıcı dairesinden alıp kullanmakta olduğu 2,99 m² yer ile ön giriş kapısından ana yola doğru açılmış bulunan yoldan kaynaklı müdahalesinin men’i ile yapı ve eklentilerin yıkılması ve kaldırılmasını istemiştir. Mahkemece asıl ve birleşen davanın ayrım yapmaksızın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
1-Aralarında bağlantı bulunduğu için birden çok davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 166. maddesi (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 45. ve sonraki maddeleri) çerçevesinde birleştirildiği durumlarda; ortada, birleştirilen dava sayısı kadar, birbirinden bağımsız davalar bulunur. Dolayısıyla, tek bir dosya üzerinden sürdürülmekle birlikte, bağımsızlığını koruyan her bir dava dosyası yönünden ayrı ayrı yargılama yapılması ve sonuçta, birleştirilen davaların her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması zorunludur. Mahkemece asıl ve birleşen davadaki talepler hakkında tek tek ve ayrı olmak üzere olumlu veya olumsuz karar verilmesi gerekirken her iki davadaki taleplerin birlikte ayrım yapmaksızın hüküm altına alınması,
2- Kabule göre de; Kat Mülkiyeti Yasası’nın uygulanmasından doğan ve konusu doğrudan para alacağı olmayan davalarda, maktu olarak yargı harçları ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği düşünülmeden nispi tarifelere göre harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.