YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3083
KARAR NO : 2014/9162
KARAR TARİHİ : 26.05.2014
MAHKEMESİ : Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/06/2013
NUMARASI : 2012/443-2013/347
Dava dilekçesinde, vakfın sona ermesine karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya elektronik ortamda Dairemize gönderilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
4721 sayılı Türk Medeni Yasası’nın 52. maddesinde; sona eren tüzel kişinin kişiliği, ehliyeti tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere tasfiye sırasında da devam edeceği, 5737 sayılı Vakıflar Yasasının 27. ve Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıfların Tescil ve İlanı Hakkında Tüzük’ün 7. maddelerinde; sona eren yeni vakıfların borçlarının tasfiyesinden arta kalan mal ve haklar; vakıf senedinde yazılı hükümlere göre, senetlerinde özel bir hüküm bulunmayanlarda ise Genel Müdürlüğün (Vakıflar Genel Müdürlüğü) görüşü alınarak mahkeme kararıyla benzer amaçlı bir vakfa intikal edeceği, 27.09.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Vakıflar Yönetmeliğinin 19. maddesinde ise; amacının gerçekleşmesi imkânsız hale gelen ve değiştirilmesinde de olanak bulunmadığı takdirde, vakfın kendiliğinden sona ereceği, vakfın yönetim organı veya Genel Müdürlük vakfın amacının gerçekleşmesinin imkânsız hale geldiği kanısına varırsa dilekçe ile mahkemeye başvurarak durumun mahkeme siciline tescilini isteyeceği, mahkemenin, gereğine göre Genel Müdürlüğün veya vakfın yönetim organının yazılı düşüncesini alarak vakfın dağılması ve tasfiye kurulu oluşumu istemini karara bağlayıp dağılma kararını sicile tescil edeceği, sona eren vakfın kişiliğinin, ehliyeti tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere tasfiye sırasında da devam edeceği hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece, somut olayda mevzuatın yukarıda belirtilen emredici düzenlemeleri dikkate alınarak vakfın sona ermesi (dağılması) kararının verilmesi halinde arta kalan mal ve hakların nereye devredileceğinin mevzuat ve senet hükümleri doğrultusunda yöntemince tespit edilmesiyle uygulamada duraksamaya sebebiyet vermemek için gerektiğinde bir tasfiye kurulunun oluşturulması gerekirken bu kurulun oluşturulması ve malvarlığının devri konularında herhangi bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.