Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/3061 E. 2014/9528 K. 02.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3061
KARAR NO : 2014/9528
KARAR TARİHİ : 02.06.2014

MAHKEMESİ : Dörtyol 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/06/2013
NUMARASI : 2011/74-2013/540

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare vekili ile bir kısım davalılar vekili . vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve davacı vekilinin duruşma istemi pul yokluğu nedeniyle reddedildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme ile alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-2942 sayılı Kamulaştırma Yasası’nın 4650 sayılı Yasayla değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi gereğince arsalarda kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre değer tespiti gerekir. Satış akit tablosunun incelenmesinden, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda somut emsal olarak incelenen Yakacık Köyü . parsel sayılı taşınmazın 28.03.2008 tarihli satışının serbest satış olmadığı, özel kişinin Sanayi ve H. AŞ’ye satışı olup, bu satışın tarafları ve taşınmazın nitelikleri dikkate alındığında şirketin haddecilik faaliyeti itibariyle özel amaçlı bir satış olma ihtimalinin bulunduğu izlenimini uyandırmaktadır. Bu sebeple bilirkişi kurulunun emsal seçimini isabetli yaptıklarından söz edilemez. Emsalin özel amaçlı olmayan, özel nitelikleri bulunmayan taşınmaz satışlarından seçilmesi gerekirken, bu hususlar dikkate alınmadan düzenlenen bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması,
2-Dava konusu taşınmazda daimi irtifak hakkı tesisinde kamulaştırılan kısmın mülkiyetinin hak sahibinde kaldığı dikkate alınarak taşınmazın tamamı üzerinden bir değerlendirme yapılması gerekirken, ayrıca daimi irtifak hakkı tesisinden sonra arta kalan kısım için de değerlendirme yapılmak suretiyle yüksek bedel belirlenmiş olması,
3-Dava konusu taşınmazda hissedar olan muris H. O.mirasçıları O.. O.., A.. O.., Ş.. O.., E.A.ve O.. O..’un hisselerini 29.12.2010 tarihinde Ş. Pet Petrol Ürünleri Demir Kömür Tic Paz Ltd Şti’ye sattığı dikkate alınmadan gerekçeli karar başlığında isimlerinin yazılmış olması,
4-Dava dilekçesinde ve kıymet takdir raporunda dava konusu taşınmazda daimi irtifak hakkı tesis edilecek alanın 527.04 m², acele el koyma dosyasında ise 343.69 m² olarak belirtildiği anlaşılmakla irtifak hakkı tesis edilecek alandaki bu çelişki giderilmeden hüküm kurulmuş olması,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
5-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, 02.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.