Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/2460 E. 2015/15920 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2460
KARAR NO : 2015/15920
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ : Bandırma 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/04/2013
NUMARASI : 2006/394-2013/156

Dava dilekçesinde, kamulaştırma bedelinin artırılması istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
Davacılar vekili dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırılması nedeniyle kıymet takdir komisyonunca belirlenen 600 TL’nin 4100 TL daha artırılmasını istemiş, mahkemece davacılara kamulaştırma evrakı tebliğ edilmediği gerekçesiyle davaya kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı tazminat davası olarak bakılmak suretiyle hüküm kurulmuştur.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; dava konusu taşınmazın davalı idare tarafından 1997 yılında kamulaştırıldığı, taşınmazın mülkiyetinin çekişmeli olması nedeniyle Kamulaştırma Kanununun 18. maddesi gereğince işlem yapılarak çekişmesiz kamulaştırma bedelinin bankaya depo edildiği, kamulaştırma evrakının 25.06.1997 tarihli yazıyla notere gönderildiği, mülkiyet ihtilafının çözümlenmesi üzerine taşınmazda pay sahibi olduğu tespit edilen davacılar tarafından süresi içerisinde bedel artırım davasının açıldığı anlaşıldığına göre dava bedel artırım davası olup, Kamulaştırma Yasasının 14. maddesinde, kamulaştırmaya konu taşınmaz malın sahibinin yapılan tebligat gününden veya tebliğ yerine geçen ferağ tarihinden itibaren 30 gün içinde, takdir olunan bedel ile maddi hatalara karşı adli yargıda dava açılabileceği hükmüne yer verilmiş olup, bedele ilişkin olarak açılacak dava yönünden yasada öngörülen, hak düşürücü nitelikteki bu süre geçtikten sonra malikin artık bedel konusunda dava açma hakkı bulunmamaktadır. Malikin dava hakkının bulunduğu hak düşürücü süre içerisinde bedel artırım davası açıldıktan sonra HUMK’nun 86 ve müteakip maddelerine dayanılarak müddeabihin artırılmasına yönelik ıslah isteme hakkı mevcut ise de, bu süre geçtikten sonra bedelin daha da artırılması gerektiğinden bahisle ayrı bir davaya da konu edilemeyecek olan ilave bedel için ıslah talebinde bulunulmasına yasal olanak yoktur. Başka bir deyişle, ıslah istendiği tarihte dava hakkı düşmüş

ise, bu husus ıslah istemine konu edilemez. Açıklanan nedenlerle dava kamulaştırma bedelinin artırılması davası olup, hak düşürücü süre geçtikten sonraki ıslah isteminin reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.