YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2218
KARAR NO : 2014/6855
KARAR TARİHİ : 14.04.2014
MAHKEMESİ : Isparta 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/02/2013
NUMARASI : 2008/45-2013/55
Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 18.02.2008 tarihli davanamesiyle derneğin feshi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm dernek temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 18.02.2008 tarihli davanamesiyle; Isparta Kanatlı Hayvanlar Yetiştirme ve Müsabaka Derneğinin amacı dışında faaliyet göstermesi ve amacının kanuna aykırı hale gelmesi nedeniyle derneğin feshine karar verilmesi istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’da taraf ehliyeti tanımlanmamış, aynı Kanunun 38. maddesi Medeni Kanuna yollamada bulunmakla yetinmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ise, davada taraf olma ehliyetini, medeni haklardan yararlanma ehliyetinin bir parçası saymış, 8, 28, 47 ve 48. maddeleriyle bu yönde hükümler getirerek medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişinin davada taraf olma yeteneğini taşıdığını belirtmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre dernek bir özel hukuk tüzel kişisi olup Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 33. maddesinin yollaması ile Türk Medeni Kanununun 50. maddesi hükmüne göre tüzel kişinin iradesi organları aracılığı ile açıklanır ve organlar hukuki işlemleri ve diğer tüm eylemleri ile tüzel kişiyi borç altına sokarlar, organlar ancak kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumludurlar.
Somut olayda, davaname ile Isparta Kanatlı Hayvanlar Yetiştirme ve Müsabaka Derneğinin amacı dışında faaliyet göstermesi ve amacının kanuna aykırı hale gelmesi nedeniyle Türk Medeni Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca derneğin feshine karar verilmesi istemiyle 26.01.2008 tarihinde dernek merkezinde bulunan kişiler davalı gösterilerek dava açıldığı, mahkemece davaname derneğe tebliğ edilmeden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Derneğin feshi davasında husumetin doğrudan dernek tüzel kişiliğine yöneltilmesi gerekir. Yukarıda açıklanan hukuksal olgular ve karar başlığında davalı olarak gösterilen kişilerin davada taraf ehliyetinin bulunmadığı gözetildiğinde, davada taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılıp hüküm verildiği anlaşılmaktadır.
Davanamede 26.01.2008 tarihinde dernek merkezinde bulunan kişilerin hasım gösterilmesinin temsilcide yanılma olduğu kabul edilerek, davaname ve duruşma gününün dernek tüzel kişiliği adına ve dernek merkezi adresine tebliğe çıkarılması, dernek yetkilileri veya vekilleri duruşmaya geldikleri takdirde davaya karşı diyeceklerinin ve delillerinin ibraz etme imkanı tanındıktan ve toplanan deliller birlikte değerlendirildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davada taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.