YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2171
KARAR NO : 2014/6724
KARAR TARİHİ : 10.04.2014
MAHKEMESİ : Oltu Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/10/2013
NUMARASI : 2012/300-2013/1093
Dava dilekçesinde, A. Y.’ın 10.05.1998 olan doğum tarihinin 20.03.1994 olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Nüfus Hizmetleri Yasasının 36.maddesine göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur.
Mahkemenin oluşumuna ilişkin bu yasa hükmü dikkate alınmadan nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmesi,
2-Dava, evliliğin devamı sırasında eşlerden biri tarafından, nüfus kaydının düzeltilmesi istenilen küçüğe velayeten açılmış, mahkemece, diğer eşin davaya katılımı veya onayı aranmadan davaya bakılıp reddine karar verilmiştir.
Türk Medeni Kanununun 336. maddesinde, (eşlerden herhangi birisine öncelik veya üstünlük tanınmadan) evlilik devam ettiği sürece ana ve babanın, velayeti birlikte kullanacağı öngörülmüş, 342. maddesinde ise anne ve babanın çocuğu velayetleri çerçevesinde temsil edecekleri ilkesi yine ayırım yapılmadan getirilmiştir.
Emredici nitelikteki bu yasa kuralı evlilik birliği içerisinde velayetin kullanılması kapsamında ana ve baba tarafından çocuk adına açılacak tüm davalar yönünden de geçerlidir. Buna göre, aslolan eşlerin birlikte dava açmaları ise de, biri tarafından açılacak davaya diğer eşin sonradan onayını bildirip olumlu iradesini ortaya koyması ile velayetin birlikte kullanılması gerçekleşmiş olacağından yeterlidir. Diğer eşin katılımının veya onayının sağlanamadığı davanın ise reddi gerekir.
Bu bakımdan; mahkemece, davacıya eşinin davaya katılımını sağlaması ya da duruşmada hazır bulunmak suretiyle onayını bildirmesi veya bunu gösteren imzası noterden onaylı belge ibraz etmesi için süre verilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eşlerden birinin istemi yeterli bulunarak davanın esası hakkında karar verilmesi,
3-Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre; bu tür davalarda, doğum tarihinin düzeltilmesi istenenin gerçek yaşının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneye sevki sağlanarak kemik grafileri (crista iliaka iskion epifiz filmi) de çekilmek suretiyle sağlık kurulu raporu aldırılması zorunludur. Mahkemenin tensip zaptına göre, ilgilinin Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevki ile yaşının tespiti konusunda sağlık kurulu raporu alınmasına karar verilmiş ise de, dosyada bu hastaneden alınmış rapor bulunmamaktadır. Mahkemece, Erzurum Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nde görevli tek hekim tarafından düzenlenen rapor ile yetinilip davanın reddi,
Doğru görülmemiştir.
Mahkemece; yukarıda açıklanan 1 ve 2 numaralı bentler doğrultusunda taraf teşkili sağlandıktan sonra sağlık kurulu raporu alınıp ayrıca dosya içinde bulunan aşı belgelerinde adı geçenin doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen A Y olup olmadığı konusunda tanık dinlenip kolluk araştırması da yapılmak (Davacının Adem’den başka çocuğu olup olmadığı konusunda) suretiyle toplanacak kanıtlar dikkate alınarak bir karar verilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.