Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/20719 E. 2015/4465 K. 26.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20719
KARAR NO : 2015/4465
KARAR TARİHİ : 26.03.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme ile alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-Geri çevirme kararı sonrası dosyaya gönderilen davaya konu taşınmazın mücavir alan içinde, imar planı dışında olduğu, su ve çöp toplama hizmetlerinden faydalandığı, kanalizasyon hizmetinden faydalanmadığı, etrafının meskûn mahal olmadığı, nazım imar planı içinde bulunmadığı, … Kasabasına 600 mt uzaklığında bulunduğunu belirtilen belediye başkanlığı yazısı taşınmazın vasfını belirleme bakımından yetersizdir. Bilirkişiler soyut ifadelerle taşınmazın fiilen arsa niteliğinde olduğunu kabul edip, emsal mukayesesi ile bedel tespit edilmiştir.
Oysa ki; Bakanlar Kurulunun Yargıtay’ca kısmen benimsenen 28.02.1983 gün ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca, belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalan bir taşınmazın arsa niteliğinde kabulü için, uygulama imar planı (genelde 1/1000 ölçekli) ile iskan sahası olarak ayrılmış yerlerde bulunması esastır. Aynı karara göre, imar planında yer almayan bir taşınmazın, arsa sayılabilmesi için ise, belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmakla beraber, belediye hizmetlerinden (belediyece meskûn olduğu için veya meskûn hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vs.) yararlanan ve meskûn yerler arasında yer alması gerekir.
Taşınmaz belediye nazım imar planı (1/5000 ve daha büyük ölçekli) içinde ise, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 17.04.1998 gün ve 1996/3-1998/1 sayılı kararı uyarınca, bu plan kapsamına alındığı tarih ve plandaki konumu, altyapı hizmetlerinden yararlanma ve ulaşım olanakları, belediye merkezine uzaklığı, kullanım biçimi itibariyle iskan amacına yönelik yapılaşma olasılıkları da değerlendirilmek üzere araştırılmalıdır.
Mahkemece yeniden oluşturulacak bilirkişi heyeti ile keşif yapılarak, özellikle taşınmazın belediye hizmetlerinin hangilerinden yararlanıp hangilerinden yararlanmadığı, etrafının meskûn olup olmadığı, meskûn ise varsa mesafesi ve niteliği, taşınmazın mevcut durumu itibari ile kullanım şekli, üzerinde bina olup olmadığı ve konumu yani sokağa, yola olan cephesi, önemli merkezlere uzaklığı, üzerinde yapılaşmaya ilişkin olarak imar durumu gibi hususlarda özellikle mahkeme hakimince yapılacak gözlemin ayrıntılı şekilde keşif zaptına geçirilmesi, taşınmazın değişik açılardan fotoğraflarının çektirilip düzenlenerek onaylanıp dosyaya konulması ve taşınmaz vasfının açık ve denetime elverişli şekilde tespiti ile kamulaştırma bedelinin bulunması gerekmektedir.
Mahkemece değerlendirmeye esas alınan bilirkişi kurulu raporunun yukarıda açıklanan esaslara uygun düşmediği gözetilmeden, gerekli araştırma ve yeterli incelemeyi içermeyen rapora itibarla karar verilmesi,
2-Taşınmazın üzerindeki ağaçların yaş ve cinsleri belirtilmek suretiyle 2009 yılı rayiç değerlerinin gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden getirtilip maktu ağaç bedellerinin hesaplanarak bedelin tespiti gerekirken, kaim değer yöntemine göre değerlendirme yapan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulması,
3-Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmazın 4702.38 m² lik kısmına kamulaştırmasız el atıldığı iddiası ile bu kısım yönünden kamulaştırmasız el atma sebebi ile taşınmaz bedelinin tahsilinin istendiği ve mahkemece hükümde 4702.38 m²’lik kısmın davalı adına tesciline karar verildiği halde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 4454.28 m² yönünden bedelin hesaplanmış olması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davacı tarafa iadesine, 26.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.