YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1982
KARAR NO : 2014/6498
KARAR TARİHİ : 08.04.2014
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 18. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/09/2013
NUMARASI : 2012/746-2013/779
Dava dilekçesinde, projeye aykırı olarak ortak alana yapılan otoparkın kaldırılması ve yerin eski hale getirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı vekili Av.A. D. geldi. Aleyhine temyiz olunan davalılar adına gelen olmadı. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, kendisine ait üç adet bağımsız bölümün iş yeri olduğunu, iş yerlerinin önünde yer alan ve projede boş alan olarak gösterilen kısım hakkında davalı kat malikleri tarafından otopark olarak kullanılması kararı alındığını belirterek projeye aykırılığın giderilmesi ve eski hale getirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Dairemizin 05.07.2011 gün ve 2011-4650-8215 sayılı bozma ilamında özetle “Kat Mülkiyeti Yasası’nın 18.maddesi gereğince, arsa boşluğu iken otoparka dönüştürülen bu yerin kullanımının diğer kat maliklerini rahatsız etmemesi gerekir. Bu sebeple; otoparkın kullanımından dolayı çıkan duman, koku ve gürültüden davacının kendisinin ve yine bu durum nedeniyle davacının dükkanlarının ticari faaliyetinin olumsuz etkilenip etkilenmediği, şayet; olumsuz etkileniyorsa bu olumsuz etkinin giderilmesi için ne gibi önlemler alınması gerektiği” belirtilerek bu hususların araştırılması gerekçesi ile hüküm bozulmuştur.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden ve sunulan fotoğrafların incelenmesi ile bozmadan sonra alınan her iki bilirkişi raporundan davaya konu yerin otopark olarak kullanılmasının davacının iş yerlerine ekonomik olarak ve duman, koku, gürültü yoluyla zarar verdiği anlaşılmaktadır. Esasen mahkemece hükme esas alınan 30.05.2013 tarihli bilirkişi raporunda da bu husus “aşırı bir zararın bulunmadığı” şeklinde ifade edilmiş olmakla zarar verdiği hususu kabul edilmiştir. Açıklanan nedenlerle davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.