YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18355
KARAR NO : 2014/16017
KARAR TARİHİ : 13.11.2014
MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/07/2013
NUMARASI : 2010/413-2013/505
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ile bir kısım davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Dava konusu taşınmaz kadastro parseli olup, bilirkişi kurulu raporunda emsal olarak incelenen..ada .. parsel sayılı taşınmazın ise geri çevirme kararı üzerine dosyaya gönderilen Çukurova Belediye Başkanlığı’nın yazısından İmar Yasası uyarınca düzenleme görmüş imar parseli olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda; dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırma sonucu bulunan değerinden düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmaz üzerindeki yapı bedelleri hesaplanırken, B harfiyle gösterilen Y.. K..’e ait bina bedelinin 34.272,00 TL bulunması gerekirken maddi hata sonucu 30.464,00 TL olarak hesap edilerek, yine C harfiyle gösterilen M.. G..’e ait bina bedelinin 8.960,00 TL bulunması gerekirken maddi hata sonucu 21.325,00 TL olarak hesap edilerek yanlış bedele hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
3-Bundan ayrı olarak;
Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden bu yönden de mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalılara iadesine, 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.