Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/18218 E. 2014/15774 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18218
KARAR NO : 2014/15774
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ : Sakarya 2. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 11/06/2013
NUMARASI : 2013/72-2013/454

Dava dilekçesinde, küçük A. A.nin evlat edindirilmesinde ana-babasının rızasının aranmaması kararı verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
S.. M..’nün 30.01.2013 tarihli yazısı ile; D.. Çocuk Yuvasında bakım ve koruma altında bulunan küçük A.. G..’nın evlat edindirme hizmetinden yararlandırılması için ana-babasının rızasının aranmaması kararı verilmesi istenmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm küçüğün annesi Deniz tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesinde; mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar vereceği, ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verileceği, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedeceği belirtilmiştir. Aynı Yasanın 119.maddesinde ise; tahdidi olarak dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar sayılmıştır. Anılan maddenin ikinci fıkrasında ise, dava dilekçesinde bulunması gereken bu unsurlardan mahkemenin adı, dava konusu ve değeri, vakıalar, deliller ve hukuki sebepler dışında kalanlardan herhangi birinin eksik bırakılmış, yazılmamış olması durumunda hakimin davacıya eksikliğin tamamlanması için kesin süre vermesi gerektiği belirtilmiştir. Gerek 115 ve gerekse 119. maddelerde verilen kesin sürenin bir haftalık süre olacağı da belirtilmiştir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde dava açılmamış sayılır.
Somut olayda; davacı tarafından mahkemeye verilen yazının usulüne uygun dava dilekçesi niteliğinde olmadığı, yasada belirtilen hususları içermediği gibi hakim tarafından davacıya eksikliklerin tamamlanması için kesin süre de verilmediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında mahkemece yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınmadan ve davacıya eksikliklerin tamamlanması için kesin süre verilmeden davanın kabulüne karar verilmesi,
2-Kabule göre de;
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 309.maddesinde, evlat edinmede küçüğün ana ve babasının rızasının gerektiği; 311. maddesinde, ana ve babadan birinin kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa veya küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa bu hallerde ana ve babadan birinin rızasının aranmayacağı; 312. maddesinde ise küçük gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesinin bu rızanın aranıp aranmamasına karar vereceği hükme bağlanmıştır.
Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 311 ve devamı maddelerinde düzenlenen evlat edinmede küçüğün ana ve babasının rızasının aranmaması istemine ilişkin olup, yukarıda gösterilen yasal düzenleme ve açıklamalar dikkate alındığında, A.. G..’nın babasına davanın yöneltilmesi, gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesine aykırı olarak eksik hasımla yargılamanın sonuçlandırılıp davanın kabulüne karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.