Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/18202 E. 2014/17823 K. 08.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18202
KARAR NO : 2014/17823
KARAR TARİHİ : 08.12.2014

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, eğitim ve öğretim giderlerinden kaynaklanan 50.665.80 TL alacağın 02.03.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan …’ın… Okulu öğrencisi iken kendi isteğiyle 02.03.2004 tarihinde okuldan ayrıldığını, davalıya eğitimi boyunca 50.665,80 TL masraf yapıldığını ileri sürerek yapılan bu masrafın ilişik kesme tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş; alınan bilirkişi raporunda yargılama sırasında yürürlüğe giren “6000 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile “6353 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un Geçici 1. maddesi” ile yapılan düzenlemeler çerçevesinde davalıların borcu belirlenmiş ve mahkemece bu rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Bilirkişi tarafından davalı yükümlü….’a askeri lise dönemi ve … Okulu döneminde yapılan masraflar ile bunların dava tarihine kadar işlemiş olan faizi ayrı ayrı hesaplanarak davacı kurumun alacak miktarı belirlenmiştir. Dosya içerisinde bulunan ve davalı… tarafından yükümlünün askeri liseye girişi sırasında vermiş olduğu kefalet senedinde “… tarafından … yüklenme senedindeki taahhütlere aykırı hareket etmesi sebebi ile okulla ilişiğinin kesilmesi halinde, bu öğrenci adına tahakkuk edecek okul masraflarını sarf tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar geçen süre içinde hesap edilecek kanuni faizi ile birlikte 9.127.787.000 (9.127,78 YTL) lirayı geçmemek üzere müteselsil kefil ve müşterek borçlu sıfatıyla ödeyeceği”, davalı … tarafından yükümlünün harp okuluna girişi sırasında vermiş olduğu kefalet senedinde de “… tarafından … yüklenme senedindeki taahhütlerine aykırı hareket etmesi sebebi ile okulla ilişiğinin kesilmesi halinde, bu öğrenci adına tahakkuk edecek okul masrafını ve bu masrafların sarf tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar geçen süre içinde hesap edilecek kanuni faizi ile birlikte 34.825.531.000 (34.825,53 YTL) TL’yi geçmemek üzere müteselsil kefil ve müşterek borçlu sıfatı ile ödeyeceği” taahhüt edilmiştir. Bu durumda; davalılar… ve …’ın kefil oldukları döneme ilişkin olan borçtan ve bu borcun tahsiline kadar işleyecek faizinden sorumluluklarının kefalet senetlerindeki üst limitler ile sınırlı tutulması gerekirken, mahkeme hükmünde sorumluluklarının sınırının bilirkişi tarafından hesaplanan asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı üzerinden belirlenmiş olması,
2-Davalıların borcu yargılama sırasında yürürlüğe giren yasa hükümlerine göre yeniden belirlendiğinden; taraflar yararına hükmedilecek vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin dava tarihindeki haklılık miktarlarına göre belirlenmesi gerekir. Bu sebeple; mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren “6000 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile “6353 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un Geçici 1. maddesi” yürürlüğe girmemiş olsaydı davaya konu asıl alacağın red ve kabul edilecek miktarları bilirkişiye hesap ettirilip bu miktarlar üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren taraflar yararına vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 08.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.