Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/1804 E. 2014/4145 K. 06.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1804
KARAR NO : 2014/4145
KARAR TARİHİ : 06.03.2014

MAHKEMESİ : Çorlu 1. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 16/10/2012
NUMARASI : 2012/145-2012/1136

Dava dilekçesinde, babalığın tespiti ve nafaka istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı,davalı ile olan fiili beraberliklerinden 12.02.2010 doğumlu Hira’nın doğduğunu belirterek babalığın tespiti ve çocuk için nafakaya karar verilmesini istemiştir.
Türk Medeni Kanununun 301. maddesi uyarınca çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler. Dava babaya, ölmüşse mirasçılarına karşı açılır, 342. maddesinde ise ana ve babanın velayetleri çerçevesinde çocuklarının yasal temsilcileri olduğu düzenlenmiştir.
Ana açtığı davada, evlilik dışı ilişkisinden doğan çocuğunun babasının belirlenmesini, davalı ile çocuk arasında soybağının hükümle kurulmasını istediğine göre, davanın çocuk adına ve onu temsilen de açıldığının kabulü gerekir.
Türk Medeni Kanununun 337.maddesi uyarınca evlilik dışı ilişkiden doğan çocuğun velayeti anaya ait ise de, kanun koyucu, babalık davasında ananın her zaman çocuğun yararına davranmayacağı ilkesinden hareket ederek aynı Yasanın 301/3 ve 426/2. maddesinde küçük için kayyım tayin edilmesini ve davanın Cumhuriyet Savcısı ile H.. H..; ana tarafından açılmışsa kayyıma, kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbarını öngörmüştür. Böylece yargılamada ana ve babanın çocuk aleyhinde birleşmeleri ve onun zararına bir durumun doğumu önlenmek istenmiştir. Davacı ana tarafından açılan dava süresinde değil ise de açıklanan nedenlerle davaya kayyımın katılımının sağlanması, gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kayyımın davaya katılımı sağlanmadan hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince
BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.