Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/17480 E. 2014/15901 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17480
KARAR NO : 2014/15901
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/12/2013
NUMARASI : 2012/538-2013/570

Dava dilekçesinde, galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin K.-ı D. K. M. Paşa, S.Mu., T. E. A. A. Bin A. R. Hanım B.İ.Vakfı, F. H. B. M. K. M. Paşa ve A. H. B. A. Vakıflarının galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespitini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bir vakıftan galle fazlasının alınabilmesi için öncelikle vakfeden ile kan bağının ispatlanması sonra da bu hususta vakfiyede öngörülen şartların gerçekleşmesi gerekir. Dosyada bulunan kesinleşmiş mahkeme ilamları ve nüfus kayıtlarına göre; davacının dava konusu K.-ı D. K. M. Paşa Vakfı’nın ise galle fazlasına müstahak vakıf evladı olduğu yolundaki mahkemenin tespitinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak;
Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; dava konusu S. M. Vakfı, T. E.A.A. Bin A.Vakfı, R.H. B.İ. Vakfı, F. H. B. M. K. M. Paşa Vakfı ve A. H.B. A. Vakfı’nın, ayrı birer tüzel kişiliği olan mazbut vakıf oldukları ancak K.-ı D. K. M. Paşa Vakfı’nın mülhakatı olarak aralarında yalnızca tevliyet (yönetim) ilişkilerinin bulunup gelir-gider ve galle ödemeleri açısından aralarında hukuki bir ilişki bulunmadığı, bu vakıfların her birine ait olmak üzere Vakıflar Genel Müdürlüğünün 105 numaralı defterin 331. sayfasında tarihsiz, 20 Ramazan 1132 H. (1720 M.), 15 Zilkade 1219 H., 1151 H. tarihli asıl vakfiyeleri ile bunlara ait zeyl vakfiyelerin olduğu, bu vakfiyelerde galle fazlasının evlada verilmesi ile ilgili olarak ayrı ve özel düzenlemelerin bulunduğu, örneğin 20 Ramazan 1132 H. (1720 M.) tarihli vakfiyede galle fazlasının evlatlara bırakılmayıp tamamen hayri bir vakıf olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece; dava konusu vakıflardan galle alan evlat listesi ve dayanakları evrakın Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden getirtilip, yukarıda açıklandığı şekilde davacının her bir vakıf ile soybağı ilişkisini nasıl kurduğu denetime elverişli biçimde ortaya konulması bundan ayrı olarak da galle konusunda her bir vakıf ve vakfiye şartlarının ayrı ayrı olmak üzere uzman bir bilirkişiye incelettirilerek oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi yerine eksik araştırmaya dayalı olarak davanın tümden kabulü doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.