YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1746
KARAR NO : 2014/4286
KARAR TARİHİ : 10.03.2014
MAHKEMESİ : Pazarcık Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/08/2012
NUMARASI : 2011/961-2012/568
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir:
Kamulaştırma Yasasının 11. maddesi uyarınca; bedel tespit davalarında öncelikle kamulaştırılan taşınmazın değerlendirme tarihindeki vasfının (arsa veya arazi) belirlenmesi, arsa vasfında ise değerlendirme tarihinden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre, arazi vasfında ise değerlendirme tarihindeki mevki ve şartlar dikkate alınarak olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınmak suretiyle değerinin belirlenmesi gerekir.
Geri çevirme üzerine dosyaya getirtilen Pazarcık Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 28.08.2013 günlü yazısında dava konusu taşınmazın belediye ve mücavir alan dışında kaldığı bildirilmiştir.
Bakanlar Kurulu’nun Yargıtayca da kısmen benimsenen 28.02.1983 gün ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca, imar planında yer almayan bir taşınmazın arsa sayılabilmesi için belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmakla beraber, belediye hizmetlerinden (belediyece meskûn olduğu veya meskûn hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vd.) yararlanan ve meskûn yerler arasında olması gerekir. Dava konusu taşınmazın, belediye ve mücavir alan dışında kalması nedeniyle “arsa” niteliğinde kabulüne olanak yoktur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle taşınmazın arazi olarak değerlendirilmesi gerekirken arsa niteliğine göre değerlendirme yapılarak buna göre bedel belirlenmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.