YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1735
KARAR NO : 2014/6723
KARAR TARİHİ : 10.04.2014
MAHKEMESİ : Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/09/2013
NUMARASI : 2013/66-2013/161
Dava dilekçesinde, nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacılar vekili dava dilekçesinde, Y. G.’ün Ayşe adlı iki kızı olduğunu ancak nüfusa küçük kızın adının Selime olarak kaydedildiğini, evlilik sırasında kayıtlar karıştırılarak her iki evliliğin de 07.03.1943 doğumlu A. G.’ün nüfus kaydı üzerinden yapıldığını, mevcut nüfus kaydına göre A. G.’ün 28.08.1961 tarihinde A. C., 05.02.1962 tarihinde de N.F. ile evli göründüğünü, aslında N. F. ile evli olanın nüfus kaydında S. G.olarak geçen ancak halk arasında Ayşe adı ile bilinen 28.02.1944 doğumlu olduğunu bildirerek, A.. C..’un 07.03.1943 doğumlu A. G., N. F. ile evli olan kişinin ise S. G.olduğunun tespiti ile bu kayıttaki tüm işlemlerin S. G.üzerine taşınması, ayrıca Selime’nin halk arasında Ayşe adı ile tanındığından adının Ayşe olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, hatalı nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile nüfus kayıt tablolarından; Ayşe ve S. G.’ün ana-baba bir kardeş olup A. G.ün 28.08.1961 tarihinde evlendiği A. C.’dan Ahmet, Metin, Çetin, Tekin adında 4 çocuğunun, yine aynı A. G.’ün 05.02.1962 tarihinde de N. F.ile evlendiği ve bu evlilikten Pembe, Fadime ve Ahmet adında 3 çocuğun olduğu, Y. G.’ün ikinci kızı 28.02.1944 doğumlu S. G.’ün ise bekar olup ölüm araştırması nedeni ile kaydının kapalı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bir kişinin (A. G.) aynı anda iki ayrı kişi ile evli olmasının yaşamın olağan akışı ile bağdaşmayacağı açıktır. Davacılar ve dinlenen tanık beyanlarına göre de, Y. G.ün iki kızı olduğu, bunlardan büyüğünün A.C. küçüğünün ise N.F. ile evli oldukları anlaşılmaktadır. Bütün bu tespitler dikkate alınarak, bu dava nedeni ile hukukları etkilenecek olan N.F. ile bu kişinin çocukları görünen Pembe, Ahmet ile Fadime’nin davaya dahil edilip Pembe, Fadime ve Ahmet’in N. F.ve S. G. çocukları olup olmadığı yönünden DNA testi yaptırılarak, iddianın kanıtlanması durumunda N.F. eşi olarak geçen A.. F..’ın Yunis kızı S. G.olduğunun tespitine, bu evliliğe ait tüm nüfus hareketlerinin S. G.’ün nüfus kaydına taşınmasına ve Selime’nin nüfus kaydındaki ölüm araştırması şerhinin de kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.