Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/1701 E. 2014/3679 K. 03.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1701
KARAR NO : 2014/3679
KARAR TARİHİ : 03.03.2014

MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/11/2013
NUMARASI : 2013/239-2013/544

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve irtifak hakkının idare adına tescili, birleştirilen davada ise kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istenilmiştir. Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı (birleşen davanın davacısı) vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da gereği yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki;
1-Bozma ilamında bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmazların emlak vergisine esas m² değerlerinin dava konusu taşınmazdan daha az olduğu, buna göre; en az eşdeğer kabul edilerek değerlendirme yapılabileceği düşünülmeden emsal taşınmazların dava konusu taşınmazdan daha değerli kabul edilerek vergi değerlerine ters düşecek şekilde karşılaştırma yapılması ve dosya içindeki bilgilere göre dava konusu taşınmazın kadastro parseli olduğu geri çevirme kararı üzerine dosyaya getirtilen belediye başkanlığı yazısına göre de emsal taşınmazların da kadastro parseli oldukları anlaşıldığından, dava konusu taşınmazla emsal taşınmazların karşılaştırılması sonucu bulunan değerinden herhangi bir indirim yapılması gerekmediği halde %40 oranında düzenleme ortaklık payı indirimi yapan rapora göre hüküm kurulmasının doğru olmadığı belirtilerek bozma yapıldığı ve mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma sonrası alınan ek raporda yine bozma öncesi gibi aynı değerlendirmenin yapıldığı ve bozma gereğini yerine getirmeyen bu ek rapora göre hüküm kurulması,
2-Kamulaştırma bedelinin tespit ve tescil davasının mahiyeti gereği davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmemiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
3-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.