Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/1680 E. 2014/8935 K. 15.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1680
KARAR NO : 2014/8935
KARAR TARİHİ : 15.05.2014

MAHKEMESİ : Büyükçekmece 1. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 18/04/2013
NUMARASI : 2012/1223-2013/404

Dava dilekçesinde, babalığın tespiti hakkında yabancı mahkeme kararının tanınması istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı dava dilekçesinde, davacının babasının davalıların mirasbırakanı E. Y. olduğunu, bu hususun Almanya Ludwigsburg Sulh Hukuk Mahkemesinin kesinleşen ilamı ile hüküm altına alındığını belirterek babalığın tespiti hakkındaki yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizine karar verilmesini istemiş, mahkemece ilam zamanaşımı nedeniyle dava reddedilmiştir.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 8. maddesinde “Zamanaşımı, hukukî işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir.”, 16/1.maddesinde ise “Soybağının kuruluşu, çocuğun doğum anındaki millî hukukuna, kurulamaması hâlinde çocuğun mutad meskeni hukukuna tâbidir. Soybağı bu hukuklara göre kurulamıyorsa, ananın veya babanın, çocuğun doğumu anındaki millî hukuklarına, bunlara göre kurulamaması hâlinde ana ve babanın, çocuğun doğumu anındaki müşterek mutad mesken hukukuna, buna göre de kurulamıyorsa çocuğun doğum yeri hukukuna tâbi olarak kurulur.” hükmünü düzenlemiştir.
Davacının dayandığı Ludwigsburg Sulh Hukuk Mahkemesinin 2C 1288/73 ve 26.03.1976 gün ve 24.06.1976 kesinleşme tarihli ilamın incelenmesinden; Çocuk ve Ergen Dairesi tarafından temsil edilen 06.06.1971 doğumlu davacı M.. W.. tarafından Elmaz Yıldız hakkında babalık davası açıldığı, mahkemece babalığın tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Tanıma, “Bir mahkeme kararının kesin hüküm kuvvetinin yabancı ülkede kabulü”; tenfiz ise, “Bir mahkeme kararının, sahip olduğu kesin hüküm kuvvetinin sonucu olarak, maddi icra muamelelerini gerekli kılan kamu gücünü harekete geçiren vasfı”dır. Her mahkeme kararı, hem kesin hüküm hem de icra kabiliyetini birlikte taşımamakta; bazı kararlar niteliği gereği yalnız kesin hüküm teşkil etmekte, fakat icra kabiliyetleri bulunmamaktadır. İşte bu tür yabancı mahkeme kararları yalnız tanınabilir; tenfiz edilemezler. Çünkü icra kabiliyetleri yoktur. Tespit kararları ile yenilik doğurucu kararların Türkiye’de yalnız tanınmaları mümkün olup; bunlara tanıma şartları uygulanacaktır. Eda kararlarının ise, hem tanınmaları hem de tenfizleri mümkündür. Babalığın tespiti kararları, hukuki niteliği itibariyle yenilik doğurucu kararlardandır. Yenilik doğrucu kararlar ise, bir hukuki durumun kurulması, değiştirilmesi veya ortadan kaldırılması için hak sahibinin iradesinin yeterli olmaması ve durumun ancak bir mahkeme kararı ile doğmasının gerekli olduğu hallerde açılan dava sonucu verilen karardır. Bu kararların hukuki alanda etkili olmaları için icraya ihtiyaçları yoktur. Bu kararlar taşıdıkları inşai tesir (yenilik doğrucu etki) ile arzu edilen sonuçları doğururlar. Hukukumuzda, yenilik doğurucu oldukları kabul edilen kararlar; babalık, evlenmenin butlanı, ölüme bağlı tasarrufların iptali, nesebin reddi, evlat edinmeye izin ve boşanma kararları olarak sayılabilir. Bunların icra özelliği olmayıp; yabancı mahkeme kararı sadece bu kararlara yönelikse ve Türkiye’de nüfus kayıtlarında işlem yapılması amaçlanıyorsa, tanıma kararı bu amacı gerçekleştirmeye yeterli olacaktır.” (HGK 30.11.2011 gün ve 2011-2-593 esas 2011-726 karar sayılı kararından)
Davacı, yabancı ilamın münhasıran babalığın tespitine ilişkin hükmü hakkında dava açtığına göre, talep tanımaya konu olacaktır. Türk Hukukunda şahıs ve aile hukukuna ilişkin ilamlar zamanaşımına uğramazlar. Öte yandan bu konuda uygulanacak olan hukuk,Türk Hukuku olmayıp, 5718 sayılı Yasanın 2, 8 ve 16. maddeleri uyarınca tespit edilecek hukuktur. Mahkemece açıklanan hususlar gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.