YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1664
KARAR NO : 2014/6183
KARAR TARİHİ : 03.04.2014
MAHKEMESİ : Bucak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/10/2013
NUMARASI : 2012/73-2013/546
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Kamulaştırma Yasasının 15.maddesinin son fıkrasında, bilirkişi kurulunca -aynı Yasanın 11.maddesinin (f) bendi hükmü gözetilerek- yapılacak değer tespitinde, idarece belgelerin mahkemeye verildiği günün (08.02.2012 dava tarihi) esas tutulacağı öngörülmekte olup, buna göre davanın açıldığı 2012 Yılına ait verilerin esas alınması gerekirken, 2011 yılı verilerinin esas alınmak suretiyle değerin belirlenmesi,
2-Kadastro bilirkişisi tarafından tanzim edilen rapor ve krokiye göre, dava konusu taşınmazlar bitişik olup bilirkişi heyetince taşınmazların İstanbul- Ankara-Burdur-Antalya Karayoluna sınır durumda olması, her türlü alt yapı çalışmalarının araziye kadar gelmiş olması nedenleriyle 5042 parsel sayılı taşınmaz için %65, 5043 parsel için %100 objektif değer artışı öngörülmüş ise de; her iki taşınmazların bitişik olduğu, her ikisinin değerine etki eden farklılıkların nelerden ibaret olduğu ayrıntılı olarak açıklattırılmadan farklı objektif artışı oranının esas alındığı bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması,
3-Dosyaya getirtilen tapu kaydına göre, dava konusu 5042 parsel sayılı taşınmazın 576,2m², 5043 parsel sayılı taşınmazın 114,99m² lik kısımlarında BOTAŞ lehine eski irtifak hakkı mevcut olup, bu irtifakların halen devam edip etmediği araştırılarak, devam ettiğinin tespiti halinde taşınmazlarda meydana getirmesi kaçınılmaz olan değer kayıplarının bilirkişi kurulunca dikkate alınmaması,
4-Davanın niteliği gereği davada kendisini vekil ile temsil ettiren taraflar yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
5-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 03.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.