Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/1661 E. 2014/3466 K. 27.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1661
KARAR NO : 2014/3466
KARAR TARİHİ : 27.02.2014

MAHKEMESİ : Dicle Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/06/2012
NUMARASI : 2011/32-2012/87

Dava dilekçesinde, nüfusta baba bir anne ayrı kardeşler olarak görünen P.. Ç..’in aile nüfus kaydından silinmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava dilekçesinde, davacının murisi babası H.. Ç..’in Remziye ile olan evliliğinden P.. Ç..’in doğduğu, iki yıl yaşadıktan sonra öldüğü, bu arada babasının eşi (davacının üveyannesi) Remziye’nin H.. Ç.. ile evlenmeden önce Y. A.. adlı kişi ile gayriresmi ilişkisinden olan kız çocuklarının yetiştirme yurduna verildiği, nüfusa G.. K.. adı ile kaydedildiği, davacının kız kardeşi Pınar’ın ölümünden sonra yetiştirme yurdunda olan G.. K..’ı eve aldıkları ve ölen kız kardeşi Pınar’ın ölüm kaydının düşürülmeyerek bu kaydın G.. K.. tarafından kullanıldığını, H.. Ç..’in ölümünden sonra yetim maaşı almak suretiyle haksız kazanç elde ettiğini bildirerek, gerekli DNA testleride yaptırılmak sureti ile adı geçen kişinin nüfus kaydının silinmesi ve gerçek nesepinin tashihine karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece 01.01.1973 doğumlu Pınar’ın anne ve babasının 23.02.1978 tarihinde resmi evliliklerinin gerçekleştirildiği sırada nüfusa yazıldığı, bu hali ile davanın nüfus kaydının düzeltilmesi olmayıp soybağının reddi olarak değerlendirileceği, bu kapsamda da süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgeler ile nüfus kayıtlarından ve özellikle dava dilekçesindeki açıklamalara göre, H.. Ç.. ve Remziye’den Pınar adlı bir çocuğun olduğu, bu çocuğun nüfusa kaydedildiği, küçük yaşta öldüğü, G.. K.. adlı kişinin ise davacının murisi Hasan ile herhangi bir bağı olmadığı halde onun kızı Pınar gibi yaşamını sürdürdüğü iddia edilmektedir. Davalı Pınar vekili olarak duruşmalara katılan Av.C.A.. ise 10.05.2012 günlü celsedeki beyanında P.. Ç..’in davacının kardeşi olmadığını, H.. Ç..’in Pınar’ı 12-13 yaşlarında iken yurttan alarak nüfusuna kaydettirdiğini bildirmiştir. Tüm açıklamalar karşısında dava nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir ve nüfus kaydının düzeltilmesi davalarında asliye hukuk mahkemesi görevinde olup, bu davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece salt taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak (P.. Ç.. olarak yaşamını sürdürdüğü iddia edilen davalının H.. Ç.. kızı olup olmadığı konusunda) DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.