YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16418
KARAR NO : 2014/16129
KARAR TARİHİ : 13.11.2014
MAHKEMESİ : Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2013
NUMARASI : 2011/738-2013/101
Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın B.. B.. yönünden husumetten reddine, davalı N.. B.. yönünden kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı N.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Dosya içerisindeki bilgi, belge ve fen bilirkişi raporunun incelenmesinde; dava konusu taşınmazın 1.802,00m² lik kısmında ağaç fidanlarının bulunduğu, geriye kalan kısmının boş arsa durumunda olduğu, geri çevirme kararı üzerine dosyaya getirtilen N.. B.. Plan ve Proje Müdürlüğü’nün 03.04.2014 tarih ve 33 sayılı yazısında taşınmazın N. B.uygulama imar planında spor alanında bulunduğu açıklanmıştır.
Dava konusu taşınmaza ağaç dikmek suretiyle el atıldığı belirtildiğine göre; öncelikle ağaçların hangi idare tarafından dikildiği açıkça tespit edilip bunun sonucunda taşınmazın imar planında spor alanında bulunduğu da gözetilerek, dava konusu taşınmazı kamulaştırma yetkisinin hangi idareye ait olduğu da araştırılarak, dikilen ağaçların spor alanının peyzajına yönelik el atma mahiyetinde bulunup bulunmadığı tespit edilerek bu amaca yönelik olduğunun tespiti halinde proje bütünlüğü gözetilerek yazılı olduğu biçimde taleple bağlı kalınarak davacının payına düşen bedele, aksi takdirde sadece fiilen el atılan bölümün bedeline hükmedilmesi gerekir. Hukuken el atılan kısmı açısından ise; dava, fiilen el atılmadığı halde idare tarafından 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 7. ve 8. maddeleri uyarınca düzenlenen 1/1000 ölçekli imar uygulama planına göre kamu hizmetine tahsis edilen taşınmazın bu durumu nedeniyle kullanım hakkının kısıtlanmasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Uygulama ve öğretide kamu idarelerinin, kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında tek yanlı irade açıklamalarıyla kamu hukuku esaslarına dayanarak ilgililerin hukuki durumlarını etkileyecek şekilde yaptıkları işlemlerin idari işlem, görev ve yetki alanlarına giren konularda hukuka uygun olarak yaptığı fiiller ile bu görevleriyle ilgili hareketsiz kalmaları idari eylem olarak tanımlanmaktadır. Somut olayda idarenin icra yetkisini hukuka aykırı olarak kullanması olarak nitelendirilebilecek fiili el atma durumu söz konusu olmadığına göre, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca tek yanlı idari işlemle düzenlenen imar planları ve bu planlara dayanılarak yapılan işlemlerin idari nitelik taşıdığı, söz konusu imar planlarının zamanında uygulamaya geçirilmemesi durumunun da idari eylem olarak kabulünün gerektiği kabul edilmektedir.
Yukarıda açıklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak açılan davalarda, görev itirazında bulunulması ve olumlu görev uyuşmazlığı çıkması üzerine durum Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından değerlendirilmiş ve 09.04.2012 gün 2011/238E.–2012/63K. ve 2012/41 E- 2012/77 K. sayılı kararlarında fiili el atmanın bulunmadığı durumlarda idari yargı yerinin görevli bulunduğuna oybirliği ile karar verilmiştir.
Ayrıca 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesi 10. fıkrasında da “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 03/05/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
Bu nedenle; davacının mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamanın, dava konusu taşınmazın, genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca hukuken el atılan kısım yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmeden eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
2-11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7 ve 13. fıkralarında getirilen “Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir.” ve “…bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır.” düzenlemeleri karşısında harç ve vekalet ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerektiğinden de kararın bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.