Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/16259 E. 2015/4285 K. 24.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16259
KARAR NO : 2015/4285
KARAR TARİHİ : 24.03.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, isim değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı, dava dilekçesinde Romanya vatandaşı iken … ile evlenerek Türk vatandaşlığına geçtiğini ve ismini … olarak değiştirdiğini, evli ve çocukları olduğunu, ülkesine gidiş gelişlerde sınır kapılarında ve havaalanlarında sorunlar yaşadığını ve mağdur olduğunu, isminin önceki ismi olan Mariana Vıctorıa olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacının sunduğu (onaysız) pasaport suretine göre Romanya vatandaşı ve önceki isminin Mariana Vıctorıa olduğu görülmektedir.
4721 Sayılı Türk Medeni Yasasının 27. maddesi hükmü uyarınca “kişi haklı nedenlere dayanarak adının değiştirilmesini hakimden isteyebilir.” Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusu her bir davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir. Bu özel, kişiye özgü nedenler; istemde bulunanın kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri de gözönünde bulundurularak hakim tarafından değerlendirilmelidir. Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir öğesidir. Kişi bununla anılır ve tanımlanır. Ad veya soyadı niteliği gereği onu taşıyan kişi tarafından benimsendiğinde anlam taşır. Adını benimsemeyen kişiliği ile özdeşleştirmeyen kimsenin, adını değiştirmek istemesi en doğal hakkıdır. Böyle bir durumda, ad değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması ve öncelikle dikkate alınması gerekir.
Türk Medeni Yasasının öngördüğü “haklı neden” bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri; ileri sürülen nedenin ve yeni alınmak istenen ad veya soyadının toplum değerlerine ve yasanın buyurucu kurallarına ters düşmeyen, özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunun saptanmasıyla sınırlı olmalıdır.
Somut olayda; mahkemece haklı nedenlerin var olup olmadığı saptanmadan, yetersiz araştırma ve eksik inceleme sonucu davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.