Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/16135 E. 2014/15892 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16135
KARAR NO : 2014/15892
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ : İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/07/2013
NUMARASI : 2012/395-2013/443

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesi taraf vekillerince, incelemenin duruşmalı olarak yapılması ise davalı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz edenlerden davalı vekili Av.G.O. D. ve davacı vekili Av.E. S. geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosya eksiklik nedeniyle mahalline geri çevrilmiş olup, bu kez iade edilmekle dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Mahkemece, gerekçeye dayanak yapılan 21.02.2013 tarihli (04.03.2013 havale tarihli) bilirkişi kurulu raporu hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-Kamulaştırma Yasası’nın 10. maddesi ile kamulaştırma bedelinin tespiti esaslarını düzenleyen 11. maddesinin (g) bendine göre; kamulaştırılacak taşınmazın arsa olarak kabulü halinde kamulaştırma (değerlendirme) gününden önceki özel amacı olmayan emsallerin satış değeri esas alınarak bedelinin tespiti gerekir. Bu esaslara göre gerçekçi ve doğru sonuçlara ulaşılabilmesi için, emsal alınan taşınmazın satış tarihinin değerlendirme tarihinden önce ve değerlendirme tarihine yakın bulunması, dava konusu taşınmaza örnek teşkil edebilecek nitelikte ve dava konusu taşınmaz ile aynı veya yakın semtlerde olması, topografik yapısı, manzarası, konumu, üzerinde yapılabilecek inşaat ve katlar için izin ve ruhsat sınırları, yüzölçümleri, imar uygulamasına konu edilmiş olup olmadıkları, sokak, cadde veya şehir alanlarına cephe ve mesafeleri gibi yönlerden benzer ya da yakın özelliklere sahip bulunması aranır. Ayrıca 2942 sayılı Yasanın 11. maddesinin (d) bendi gereğince emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmaz ile emsalin karşılaştırılmasında gözönünde tutulması gerekir.
Bu itibarla dava konusu taşınmazın ve emsalin emlak vergisine göre esas tutulan asgari m² değerinin oranı ile bilirkişi raporunda değerlendirmeye esas alınan oran birbirinden fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişki giderilmelidir. Dosyadaki kayıtlara göre 2012 yılında dava konusu taşınmazın emlak vergisine esas değeri 916,04 TL, emsal alınan .. parselin değeri ise 229,01 TL’dir.
Bu durumda dava konusu taşınmaz vergi değerleri bakımından emsal taşınmazın değerinden daha fazla olduğu halde hükme esas alınan bilirkişi raporunda vergi değerlerine ters düşecek şekilde emsal taşınmazdan daha değersiz olduğunun kabulü, emsalin dava konusu taşınmaza uygun bir emsal olmadığı izlenimini uyandırmakta olup, İzmir gibi büyük şehirlerde yukarıda belirtilen özellikler itibarıyla dava konusu taşınmaza daha yakın konumda ve uygun emsaller bulunabileceği halde dava konusu taşınmaz ile benzer özellikler taşımayan yanıltıcı olma olasılığı yüksek bu taşınmazı somut emsal olarak değerlendiren bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması,
2-Kamulaştırma Kanunu’nun 12.maddesine göre kısmen kamulaştırma yapılması durumunda kamulaştırma bedeli tespit edilirken kamulaştırılmayan (arta kalan) kısmın değerinde kamulaştırma nedeniyle eksilme meydana gelirse bu eksilen değer miktarının kamulaştırma bedeline ilave edileceği öngörülmüştür.
Dava konusu .. parsel sayılı taşınmaz 4520 m² olup 4168,35 m²’si kamulaştırılmış, kamulaştırılan alan dışında kalan 351,65 m²’lik bölümün gerek yüzölçümü gerekse konumu ve geometrik durumu itibariyle kullanım bütünlüğü bozulduğundan arta kalan kısımda değer kaybı olacağı düşünülmeden hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda değer kaybı verilmeyerek düşük kamulaştırma bedelinin belirlenmiş olması,
Ayrıca;
3-Davacı Karayolları Genel Müdürlüğü harçtan muaf olduğu halde mahkemece davacıdan karar ve ilam harcının alınmasına hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı ve davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa, davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.