Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/16027 E. 2014/14034 K. 13.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16027
KARAR NO : 2014/14034
KARAR TARİHİ : 13.10.2014

MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/12/2013
NUMARASI : 2013/63-2013/726

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma ile alınan bilirkişi raporu hükme yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-Dava konusu taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti kurulu anataşınmazda bağımsız bölümlerdir. Kat mülkiyetli bağımsız bölümlerin değeri Kat Mülkiyeti Yasasının 46. maddesinin son fıkrası hükmüne göre bulunur. Yapının tamamı için Kamulaştırma Yasasının 11. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yayımlanan değerlendirme tarihindeki resmi birim fiyatları ve yapı maliyetleri hesaplarını gösteren listelere göre (yıpranma payı da düşülerek) değer verilir. Bundan sonra zeminle yapı değerleri toplanıp kamulaştırmaya konu edilen bağımsız bölümün tapu kaydında yazılı olan arsa payına oranlanmasıyla bağımsız bölümün kamulaştırma bedeli tespit edilir. Bilirkişi kurulunca bu esaslara uygun değerlendirme yapılmadan rapor düzenlenmiş olması,
Kabule göre de;
2-Kamulaştırma Yasası’nın 10. maddesi ile bedelin tespiti esaslarını düzenleyen 11. maddenin (g) bendi hükmüne göre; kamulaştırılacak taşınmazın arsa olarak kabulü halinde kamulaştırma (değerlendirme) gününden önceki özel amacı olmayan emsallerin satış değeri esas alınarak değerinin tespit edilmesi gerekir.
Bu esaslara göre, gerçekçi ve doğru sonuçlara ulaşılabilmesi için ana amaç; emsal alınan taşınmazın satış tarihinin değerlendirme tarihinden önce ve değerlendirme tarihine yakın bulunması, dava konusu taşınmaza örnek teşkil edebilecek nitelikte ve dava konusu taşınmaz ile aynı veya yakın semtlerde bulunması, topografik yapısı, manzarası, konumu, üzerinde yapılabilecek inşaat ve katlar için izin ve ruhsat sınırları, yüzölçümleri, imar uygulamasına konu edilmiş olup olmadıkları, sokak, cadde veya şehir alanlarına cepheleri ve mesafeleri gibi yönlerden benzer ya da yakın özelliklere sahip bulunması gereklidir. Somut olayda bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaza emsal olarak alınan taşınmazların yukarıda açıklanan nitelik ve özellikte olmaması nedeni ile bilirkişi kurulunun emsal seçimini isabetli yaptıklarından söz edilemez.
Mahkemece tarafların vereceği yada re’sen getirtilecek kayıtlar üzerinden yukarıda açıklanan ilkelere uygun taşınmaz satışları araştırılarak emsal olabilme niteliklerine uygun bulunanlar tespit edilip, bu emsallerin 11. maddenin (d) bendinde öngörülen vergiye esas olmak üzere ilgili belediyelerce bulundukları cadde veya sokak için değerlendirme tarihindeki asgari m² değerleri getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme, emsal taşınmazların ise değerlendirmeye esas alınan satış tarihleri itibarıyla imar düzenlemesi sonucu meydana gelen imar parselleri olup olmadıkları da belediye imar ve tapu müdürlüklerinden araştırılıp bu emsallere göre ve ayrıntılı olarak karşılaştırma yapan raporlar alınarak oluşacak duruma göre karar verilmelidir.
3-Dava konusu taşınmaza ait tapu kaydında bulunan haciz şerhinin tesbit edilen kamulaştırma bedeline yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir,
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.