Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/15903 E. 2014/17298 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15903
KARAR NO : 2014/17298
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınarak incelenen taşınmazın m² değerinin dava (değerlendirme) tarihine güncellenmesi sırasında, 2011 yılı Ekim ayına ait endeks rakamının 14434,69, 2013 yılı Ocak ayı endeks rakamı 15006,51 alınarak emsalin değerinin 311,87 TL/m² bulunması gerekirken, bilirkişi kurulu tarafından dayanağı gösterilmeyen rakamlar alınarak hatalı m² fiyatına ulaşılması,
2-Taşınmazın değeri tespit edilirken incelenen emsalin imar parseli olmasına karşın dava konusu taşınmazın kadastral parsel olması halinde, dava konusu taşınmazın emsalle yapılacak karşılaştırmadan sonra bulunacak değerinden İmar Kanunu’nun 18.maddesinin 2.fıkrası gereğince düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerekir. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle imar parseli olup olmadığı ilgili tapu müdürlüğü ve belediyeden sorulup araştırılmadan belgeleri getirtilip bilirkişi raporu denetlenmeden eksik incelemeyle hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
3-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 01.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.