Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/15501 E. 2014/13420 K. 25.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15501
KARAR NO : 2014/13420
KARAR TARİHİ : 25.09.2014

MAHKEMESİ : İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/04/2013
NUMARASI : 2012/264-2013/249

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme ile alınan bilirkişi raporu hükme yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-Dosyaya getirtilen tapu kaydına göre davalı A.. O..’ın 184/187 pay ve dava dışı K… Belediyesi’nin 3/187 pay ile taşınmazın zemininde paydaş oldukları, şerhler hanesinde ise “Bina İsmail F… G…’e aittir “şerhinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Genel kural taşınmaz üzerindeki muhtesatların taşınmazın mütemmim cüzü olup, zemine malik olanların taşınmazın mütemmim cüzüne (tamamlayıcı parçalarına) malik olduğu yolundadır. Zeminin başkası adına kayıtlı veya müşterek mülkiyetin sözkonusu olduğu hallerde, ilgilisi muhdesatın kendisine ait olduğunu kanıtlamak zorundadır.
Dava konusu taşınmazda davalı A.. O.. dışında Konak Belediyesinin 3/187 pay ile müşterek malik oldukları ve yine tapu kaydının şerhler hanesinde ise “Bina İsmail Fahmi G…’e aittir “şerhinin bulunduğu anlaşıldığına göre, zemin üstü muhtesatın (yapı ve ağaç) davalı A….. Ocak’a ait olduğuna ilişkin mahkeme kararı veya dava dışı diğer malik Konak Belediyesi ve İ…F…Gürgül’ün bu yöndeki muvafakatlarını içeren ilgili belge veya bilgi dosyaya getirtilmeden muhtesatın davalı A.. O..’a ait olduğunu kabul ederek, muhtesatın (yapı ve ağaçlar) tamamının bedeline hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
2-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren biryargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 25.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.