YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15423
KARAR NO : 2014/18804
KARAR TARİHİ : 22.12.2014
MAHKEMESİ : Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/03/2010
NUMARASI : 2009/217-2010/65
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılardan C.. Ş.. vd. vekili ile V.. K.., M.. K. vd. tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti davalarında, aynı Yasanın 25/son maddesi uyarınca mülkiyet idareye tescille geçeceğinden, ağaçların enkazının malike bırakıldığına ilişkin davacı idare ile davalı arasında açık bir antlaşma da bulunmadığına göre kamulaştırılan ağaçların değerinden enkaz bedeli indirilmeyeceği düşünülmeden, enkaz bedeli düşülmek suretiyle eksik bedele hükmedilmesi,
2-Dava konusu taşınmaz üzerinde 2 cam 1 plastik sera bulunduğuna göre plastik seranın gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğü birim fiyatı sorulup buna göre değerinin tespiti gerekirken, Bayındırlık Bakanlığı yapı yaklaşık birim fiyat listesindeki birinci sınıf A grubu yapı kabul edilerek ve plastik seralarla birlikte cam seralardan da yüklenici kârı, işçilik, kullanılabilir malzeme ve enkaz bedeli düşülmek suretiyle değer biçilmesi,
3-Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davalarının niteliği gereği kendisini vekille temsil ettirin taraflar lehine AAÜT uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği düşünülmeksizin kendini vekille temsil ettiren davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi,
4-Dava konusu taşınmaza ait son tapu kaydının getirtilip denetlenmeden eksik incelemeyle hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.Bundan ayrı olarak;
5-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı Yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden bu yönden de mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 22.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.