Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/15279 E. 2014/14366 K. 20.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15279
KARAR NO : 2014/14366
KARAR TARİHİ : 20.10.2014

MAHKEMESİ : İskenderun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/02/2013
NUMARASI : 2011/123-2013/55

Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin ve ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın tazminat yönünden kabulüne, ecrimisil yönünden ise esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme ile alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-Kamulaştırma Yasası’nın 10. maddesi ile bedelin tespiti esaslarını düzenleyen 11. maddenin (g) bendi hükmüne göre; kamulaştırılacak taşınmazın arsa olarak kabulü halinde kamulaştırma (değerlendirme) gününden önceki özel amacı olmayan emsallerin satış değeri esas alınarak değerinin tespit edilmesi gerekir.
Bu esaslara göre gerçekçi ve doğru sonuçlara ulaşılabilmesi için ana amaç; emsal alınan taşınmazın satış tarihinin değerlendirme tarihinden önce ve değerlendirme tarihine yakın bulunması, dava konusu taşınmaza örnek teşkil edebilecek nitelikte, dava konusu taşınmaz ile aynı veya yakın semtlerde bulunması, topografik yapısı, manzarası, konumu, üzerinde yapılabilecek inşaat ve katlar için izin ve ruhsat sınırları, yüzölçümleri, imar uygulamasına konu edilmiş olup olmadıkları, sokak, cadde veya şehir alanlarına cepheleri ve mesafeleri gibi yönlerden benzer ya da yakın özelliklere sahip bulunması gereklidir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda Pirinçlik 1377 parsel sayılı 4.637.32 m² yüzölçümlü taşınmazın tamamının 12.05.2009 tarihinde 857.904,20 TL bedelli satışının emsal alındığı belirtilmiş ise de, dosyaya getirtilen tapu kayıtlarında emsal alınan 1377 parsel sayılı taşınmazın 12.05.2009 tarihinde böyle bir satışının olmadığı, dosya içerisinde yer alan 27.04.2007 tarihli resmi satış akit tablosuna göre 4.637.32 m² yüzölçümlü arsa nitelikli taşınmazın 6/12 hissesinin 1/8 hissesi 96.000.00 TL bedelle satıldığı anlaşılmış olup, mahkemece bu çelişkiler giderilmeden gerçekte varolmayan bir satışı emsal olarak inceleyen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olması,Mahkemece tarafların vereceği ya da re’sen getirtilecek kayıtlar üzerinden yukarıda açıklanan ilkelere uygun taşınmaz satışları araştırılarak emsal olabilme niteliklerine uygun bulunanlar tespit edilip bu emsallerin 11. maddenin (d) bendinde öngörülen vergiye esas olmak üzere ilgili belediyelerce bulundukları cadde veya sokak için değerlendirme tarihindeki asgari m² değerleri getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme, emsal taşınmazların ise değerlendirmeye esas alınan satış tarihleri itibarıyla imar düzenlemesi sonucu meydana gelen imar parselleri olup olmadıkları da belediye imar ve tapu müdürlüklerinden araştırılıp bu emsallere göre ve ayrıntılı olarak karşılaştırma yapan raporlar alınarak oluşacak duruma göre karar verilmelidir.
Kabule göre de;
2-Dava konusu taşınmazın tamamı 350 m² olup bunun 272.63 m² lik kısmına el atıldıktan sonra geriye kalan 77.37 m² lik kısmında değer kaybı hesabı yapılırken, tespit edilen m² bedelinin arta kalan kısım ile çarpımı sırasında hesap hatası yapan bu şekilde fazla bedel belirleyen rapora göre hüküm kurulmuş olması,
3-11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7 ve 13. fıkralarıyla getirilen “Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir.” ve “…bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır.” düzenlemeleri karşısında maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.