Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/14366 E. 2014/15148 K. 30.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14366
KARAR NO : 2014/15148
KARAR TARİHİ : 30.10.2014

MAHKEMESİ : Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/06/2013
NUMARASI : 2012/482-2013/470

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Kamulaştırma Yasasının 11. maddesi uyarınca; bedel tespit davalarında öncelikle kamulaştırılan taşınmazın değerlendirme tarihindeki vasfının (arsa veya arazi) belirlenmesi, arsa vasfında ise değerlendirme tarihinden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre, arazi vasfında ise değerlendirme tarihindeki mevki ve şartlar dikkate alınarak olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınmak suretiyle değerinin belirlenmesi gerekir.
Dosya içerisinde yer alan Alanya Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 31.07.2012 tarnih ve 1344 sayılı yazısı ile dava konusu taşınmazın bir kısmının 1/1000 ölçekli ilave imar planı içinde, diğer kısmının da imar planı dışında kaldığı, belediye hizmetlerinden (yol, su, elktrik, çöp toplama, aydınlatma) faydalanmakta olduğu, kanalizasyon hizmetlerinden faydalanmadığı, etrafının meskûn olmadığı, geri çevirme kararı üzerine dosyaya getirtilen Alanya Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 03.07.2014 tarih ve 3495 sayılı yazısı ile dava konusu taşınmazın bir kısmının 1/1000 ölçekli imar planı içinde kalan kısımların ise imar planı dışında olduğu, belediye sınırı içinde olup belediye hizmetlerinden (yol, su, elektrik, çöp toplama, aydınlatma) faydalandığı, alt yapı hizmetlerinden (kanalizasyon) faydalanmadığı, etrafının meskûn olduğu belrtilmiştir.
Bakanlar Kurulu’nun Yargıtay’ca da kısmen benimsenen 28.02.1983 gün ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca, imar planında yer almayan bir taşınmazın arsa sayılabilmesi için belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmakla beraber, belediye hizmetlerinden (belediyece meskûn olduğu için veya meskûn hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vd.) yararlanan ve meskûn yerler arasında yer alması gerekir. Dava konusu taşınmazın, 1/5000 ölçekli planda kalan kısımlarının meskun olup olmadığı hususundaki Alanya Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü yazıları arasındaki çelişki giderilerek, etrafının meskun olmadığının anlaşılması halinde bu kısmın arazi olarak değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemiş olması,
2-Kabule göre de; 2942 sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasayla değişik 11. maddesinin son fıkrası uyarınca irtifak hakkı tesis edilmek amacıyla yapılan kamulaştırma işleminde kamulaştırma bedeli, taşınmazın irtifak hakkı tesisinden önceki değeri ile irtifak hakkı tesis edildikten sonraki değeri arasındaki farktan ibarettir. Taşınmazın niteliğine göre Kamulaştırma Kanunu’nun 11. maddesinin 3. fıkrası gereğince, taşınmazın tamamının bir bütün olarak değeri tespit edildikten sonra aynı maddenin son fıkrası uyarınca irtifak kurulması nedeniyle taşınmazda meydana gelecek değer düşüklüğünün oran ve tutarının gerekçeleri ile belirtilmesi gerekir. İrtifak kurulması nedeniyle taşınmazda meydana gelecek değer düşüklüğünün oranı, taşınmazın cinsi, özelliği, kullanım şekli, irtifak hakkının niteliği (boru hattı, enerji nakil hattı vs.), taşınmazda kapladığı alan ve yeri, istikameti dikkate alınarak belirlenir.
Yargıtay uygulamalarında, taşınmazın niteliğine uygun kullanımını önemli ölçüde etkileyen özel bir durum söz konusu olmaması halinde arsalarda irtifak nedeniyle olabilecek değer kaybının irtifaktan etkilenen alanın mülkiyet değerinin %50’sini aşmaması gerektiği kabul edilmektedir.
Dava konusu taşınmazın irtifak tesis edilen bölümüne göre irtifak değer kaybı oranının en fazla %4,9 olabileceği buna göre irtifak tesis edilen bölümün konumu ve niteliği dikkate alındığında daha yüksek irtifak değer kaybı oranı belirlenmesi gerekirken, irtifak değer kaybı oranını %0,094 belirleyen rapora göre karar verilmiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.