YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14318
KARAR NO : 2014/15714
KARAR TARİHİ : 10.11.2014
MAHKEMESİ : Doğanşehir Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/02/2014
NUMARASI : 2013/168-2014/57
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılardan Hazine vekili ve D.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Bozmadan önceki ilk karara esas alınan raporda dava konusu taşınmazda bulunan ağaçlara 1.494,39 TL değer verilmek suretiyle bedel belirlenmiş, bu rapor doğrultusunda karar verilmiş ve bu hususta bozma yapılmıştır. Bu durumda mahkemece hesaplamada dikkate alınan ağaç değerinin davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşturacağı gözetilmeden ve bozma sonrası alınan ek bilirkişi raporunda da bu ağaç bedeli hesaplandığı halde mahkemece sözü edilen ağaç bedelinin kamulaştırma bedeline ilave edilmemesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
2-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı Yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği 21.05.2011 tarihinden (bozma kararı ile hükmedilen kamulaştırma bedelinin düştüğü de dikkate alındığında) ilk karar tarihi olan 03.02.2012 tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline yasal faiz uygulanması gerekirken gerekçeli kararda uygulanacak faizin başlangıcının 20.05.2011 olarak alınması ve ilk karar tarihi yerine son karar tarihine kadar faize hükmedilmiş olduğundan da hükmün bozulması gerekmiştir.
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.