Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/14241 E. 2014/14833 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14241
KARAR NO : 2014/14833
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

MAHKEMESİ : Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2013
NUMARASI : 2011/733-2013/138

Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6. maddesi uyarınca 04.11.1983 tarihinden önce fiilen el atılan taşınmazlarla ilgili bedel talep edilmesi halinde el atma tarihindeki nitelikleri esas alınarak değeri tespit edilmelidir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden dava konusu taşınmaza 1970’li yıllarda yol inşaatının yapıldığı, alınan 03.10.1973 tarihli kamu yararı kararı gereğince hissedarlardan birinin hissesi üzerinde 05.07.1977 tarihinde yola terkin işleminin yapıldığı anlaşılmaktadır. Osmangazi Belediye Başkanlığı’nın 13.06.2014 tarihli yazısı içeriğinden, dava konusu taşınmazın 24.02.1988 tarihli ıslah imar planı kapsamında yolda kaldığı, 14.10.1999 tarihli meclis kararı ile kavşak alanına alındığı, 27.03.2002 tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planı kapsamında kavşak alanına alındığı anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazın tedavüllü tapu kayıtlarının incelenmesinden ise, tarla olan niteliğinin 10.01.1997 tarihinde arsa olarak değiştirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda taşınmaza fiilen el atılan ve değerlendirme tarihi olan 05.07.1977 itibariyle “arsa” niteliğinde kabulü mümkün değildir.
2942 Sayılı Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi uyarınca bilirkişi kurulu, arazi niteliğindeki taşınmazın kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurların ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ve ilgililerin de beyanını dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmazın değerini tespit etmelidir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre de, anılan Yasa maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca dava konusu taşınmazın yer aldığı ilçenin genelinde geçerli olan ve ekilmesi mutad olan, bilirkişilerce taşınmazın sulu ya da kuru olmasına göre münavebeye alınacak ürünlerin dekar başına ortalama verimi, üretim giderleri ve kg. başına toptan satış fiyatlarının esas alınması suretiyle değerlendirme yılı itibariyle getireceği net gelirin saptanıp buna kapitalizasyon faizi oranının uygulanarak bedelinin belirlenmesi, bu değeri etkileyebilecek objektif unsurlar varsa bunlar da ayrıca belirtilmek ve dikkate alınmak suretiyle gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değeri tespit edilmelidir.
Somut olayda dava konusu taşınmazın değerinin tespitinde münavebeye alınacak ekilmesi mutad olan ürünlerin Bursa Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’nden getirtilecek olan 2011 yılına ilişkin dekar başına asgari ve azami verimi ve ayrıntılı üretim giderleri ile kg başına ortalama satış fiyatlarının esas alınıp getireceği net gelirin bulunması, buna (Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre, kuru tarım arazilerinde % 6, sulu tarım arazilerinde % 5 oranında) kapitalizasyon faizinin uygulanması, taşınmazın bulunan bu değerini etkileyecek nitelikte objektif unsurlar söz konusu ise bilirkişi kurulunca bu unsurların neler olduğu ve değeri ne oranda etkilediği de açıkça belirtilerek denetime elverişli gerekçeli bir değerlendirme raporunun düzenlenmesi sonucu taşınmaz malın bedelinin tespiti gerekirken, arsa niteliğine göre değerlendirme yapılarak buna göre bedel belirlenmiş olması,
2-11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7. ve 13. fıkralarında “Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir” ve “Bu fıkra hükmü, bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır.” hükmü getirilmiştir. Bu düzenlemeler karşısında Harçlar Tarifesi uyarınca maktu harca hükmedilmesi ve davacı lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.