Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/14118 E. 2014/16934 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14118
KARAR NO : 2014/16934
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

MAHKEMESİ : Ermenek Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2014
NUMARASI : 2013/223-2014/156

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesi taraf vekillerince, incelemenin duruşmalı olarak yapılması ise davalı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz edenlerden davalı vekili Av.İ. C. geldi. Davacı adına gelen olmadı. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de gereği yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki;
1-Mahkemenin bir önceki kararı tarafların temyizi üzerine Dairenin 29.11.2012 gün 2012/10121 E.-13945 K. sayılı kararı ile kapama şeftalinin üretim giderinin fazla alındığı, davacı idare adına tescil yapılmaması ve tapudaki haczin bedele yansıtılmadığı gerekçeleriyle bozulmuş ve karar düzeltme aşamasından da geçerek kesinleşmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş olduğuna göre yalnızca orada değinilen hususların eksiksiz yerine getirilmesi gerekir. Buna göre mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılıp hükme esas alınan raporda, bozma gereği yerine getirilmediği gibi bozma dışına çıkılmak suretiyle hesaplama yapan rapora dayanılarak hüküm kurulması da doğru görülmemiştir
Ayrıca;
2-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, ilk karar tarihine kadar (Kamulaştırma Yasasının 27.maddesi gereğince tespit edilen bedelin mahsubu ile kalan bedele) kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerekirken yalnızca bakiye bedele faiz verilmiş olduğundan da hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 25.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.