Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/12712 E. 2014/15899 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12712
KARAR NO : 2014/15899
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/07/2013
NUMARASI : 2010/447-2013/290

Asıl ve birleşen dava dilekçelerinde, vakfın tescili istenilmiştir. Mahkemece asıl davanın esastan, birleşen davanın ise feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılardan Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava dilekçesinde, dava konusu olan N.T. Vakfı’nın tescili istenilmiş, mahkemece vasiyetnamede vakıf kurma iradesinin olmayıp vasiyetnamede tenfiz memuru atamak suretiyle malvarlığı gelirinin ilgilenilmesinin istendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Yasası’nın 102. maddesinde; “Vakıf kurma iradesi, resmi senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanır. Vakıf, yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır. Mahkemeye başvurma, resmi senet düzenlenmiş ise vakfeden tarafından; vakıf ölüme bağlı tasarrufa dayanıyorsa ilgililerin veya vasiyetnameyi açan sulh hakiminin bildirimi üzerine ya da Vakıflar Genel Müdürlüğünce resen yapılır”,
Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıfların Tescil ve İlanı Hakkında Tüzük’ün 3. maddesinde; “Vasiyet yoluyla kurulan vakıflarda vasiyetnameyi açan sulh hukuk hakimi, resmi senetle kurulan vakıflarda resmi senedi düzenleyen noter, vasiyetnamenin veya resmi senedin bir örneğini yedi gün içinde Vakıflar Genel Müdürlüğüne gönderir. Resmi senetle kurulan vakıflarda vakfeden, ölmesi halinde mirasçılardan biri tarafından tescil talebinde bulunabilir. Vakıf senedinin düzenlenmesini takip eden üç ay içinde vakfeden veya ölümü halinde mirasçılardan biri tarafından tescil talebinde bulunulmamış veya vakfeden tüzel kişi olup da bu süre içinde tüzel kişiliği sona ermiş ise vakfın tescili hususundaki başvuru Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılır. Vasiyet yoluyla kurulan vakıflarda vakfedenin mirasçısı veya vakfeden tarafından mirası resmen idare etmekle görevlendirilmiş kişi tescil talebinde bulunabilir. Vasiyetnamenin açılması tarihinden itibaren üç ay içinde bunlar tarafından tescil talebinde bulunulmamış ise vakfın tescili hususundaki başvuru Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılır”,
27.09.2008 tarihinde yürürlüğe giren vakıflar Yönetmeliği’nin 5, 6 ve 7. maddelerinde; “Gerçek veya tüzel kişilerin vakıf kurma iradesi, noterde düzenleme şeklinde hazırlanan resmi senetle açıklanır. Noter, resmi senedin bir örneğini yedi gün içinde Genel Müdürlüğe gönderir. Mahkemeye başvurma, resmi senedin düzenlenmesinden sonra vakfeden tarafından yapılır. Resmi senetle kurulan vakıflarda vakfedenin ölmesi halinde mirasçılardan birisi tarafından tescil talebinde bulunulabilir. Vakıf senedinin düzenlenmesini takip eden üç ay içinde vakfedenin veya ölümü halinde mirasçılardan birisi tarafından tescil talebinde bulunulmamış veya vakfeden tüzel kişiliği haiz olup ta bu süre içinde sona ermiş ise vakfın tescili hususundaki başvurma Genel Müdürlük tarafından yapılır. Yetkili mahkemeye başvurulması üzerine, yapılacak harcamalar, ilgili vakıftan alınmak kaydıyla Genel Müdürlükçe karşılanır. Ölüme bağlı tasarruf yoluyla vakıf, vakfedenin ölümünden sonra tescil edilmek üzere kurulabilir. Bu yolla kurulan vakıflarda sulh hakimi vakıf kurulmasına esas belgenin bir örneğini yedi gün içinde Genel Müdürlüğe gönderir. Ölüme bağlı tasarrufla kurulan vakıflarda mahkemeye başvuru, ilgililerin veya sulh hakiminin bildirimi üzerine ya da Genel Müdürlükçe resen yapılır. Yetkili mahkemeye başvurulması üzerine, yapılacak harcamalar ilgili vakıftan alınmak kaydıyla Genel Müdürlükçe karşılanır.Ölüme bağlı tasarrufla kurulan vakfın miras bırakanın borçlarından sorumluluğu, özgülenen mal ve haklarla sınırlıdır. Vakfedenin mirasçıları ile alacaklılarının, bağışlamaya ve ölüme bağlı tasarruflara ilişkin hükümler uyarınca dava hakları saklıdır. Mahkeme, dosya üzerinde Genel Müdürlüğün görüşünü almak, gerekirse vakfedeni dinlemek ve bilirkişi incelemesi yaptırmak suretiyle vakfın tesciline karar verir. Mahkeme, mal ve hakların korunması için gerekli önlemleri resen alır. Mahkeme, tescile veya tescil isteminin reddine ilişkin olarak verdiği kararı, resmi senetle birlikte Genel Müdürlüğe resen tebliğ eder”
Hükümleri düzenlenmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; muris N.T.’nun 24.03.1956 tarihinde vefat ettiği, bu tarihten önce Beyoğlu 5.Noterliğinin 14.03.1956 gün 4674 yevmiye numarasıyla res’en bir vasiyetname tanzim ettiği, Prof. Dr. . P.’nu bu vasiyetnameyi tenfiz memuru olarak atadığı, sonucunda bu vasiyetnamenin İstanbul 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 16.01.1961 gün 1960/131-1961/4 sayılı karar ile tenfizine karar verilerek kesinleştiği, dolayısıyla vasiyetname konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmıştır. Sözkonusu vasiyetnamenin içeriğinin incelenmesinden, özellikle de 9. maddesinden itibaren getirilen hükümlerle murisin “Nazmi Topçuoğlu Tesisi” adında bir vakıf kurmak istediği, buna ilişkin birçok malvarlığı ayrıldığı, amaçlarının açıklandığı, denetim ve teftişin nasıl yapılacağına ilişkin ayrıntılı düzenlemeler getirildiği açıkça görülmektedir. Bundan ayrı vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 903 sayılı Türk Kanunu Medeni’sinde “vakıf” yerine “tesis” sözcüğünün kullanılıyor olması, vakfın kurulmasına itiraz edenlerce Beyoğlu 7.Noterliğinin 20.09.1993 gün 057505 yevmiyo nolu vekaletnamede N.T.Tesisi’nin (vakfının) vasiyetname yoluyla kurulmuş olduğunun açıkça kabul edildiği ve buna ilişkin tesis uzvu vekaletnamesinin düzenlendiği, yine İzmir 27.Noterliğinin 21.02.2012 gün 06727 nolu vekaletnamesiyle Nazmi Topçuoğlu Tesisi adına hukuki işlemler yapmak üzere avukata vekaletname çıkartıldığı, Aydın Valiliği ile N.T. Vakfı arasında 05.04.1999 tarihinde vakıf adını taşımak üzere bir ilköğretim okulu yapılması için protokol düzenlendiği, devamında açılan bu okulun Okul Aile Birliği ile vakıf yönetimi arasında çok sayıda yazışmanın yapıldığı, tesis uzvu olarak gözüken T.. M..’nın vakıf yöneticiliğinden alınması için İncirliova Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/289 E.-2009/434 K. sayılı dosyasında yargılamanın yapıldığı, dolayısıyla bu vakfın resmi sicile kaydı yapılmaksızın uzun süredir fiilen çalıştığı görülmektedir.
Buna göre somut olayda mahkemece yapılacak iş; muris N. T.’nun Beyoğlu 5.Noterliğinin 14.03.1956 gün 4674 yevmiye numaralı vasiyetname içeriğine göre açıkça ölüme bağlı bir tasarrufla vakıf kurma iradesi olduğu kabul edilerek, öncelikle vasiyetnamede vakfa özgülenen malvarlığının korunması için gerekli önlemlerin alınması, devamında Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün görüşü de alınarak ayrıntıları yukarıda yazılı mevzuatın emredici hükümleri de dikkate alınarak davanın kabulüyle “N. T. Vakfı”nın tesciline karar vermek gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.