Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/12536 E. 2014/14977 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12536
KARAR NO : 2014/14977
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/04/2014
NUMARASI : 2014/7-2014/328

Dava dilekçesinde, kayyım atanmasına ilişkin kararın kaldırılması talep edilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı, 2903 ada 7 parselde hissedar Agop kızı Mahruki’ye Beyoğlu 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1995/293 Esas – 1995/397 Karar ve Beyoğlu 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1992/840 Esas – 1993/295 Karar sayılı ilamları ile kayyım atandığını, kendisinin tek mirasçı olduğunu belirterek her iki kayyımlık kararının kaldırılmasını istemiş, mahkemece davanın Beyoğlu 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1992/840 Esas – 1993/295 Karar sayılı ilamı yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davaya konu …. ada … parsel sayılı taşınmazda davacının miras bırakanı Agop kızı Mahruki ile Mardiros oğlu Avans’ın hissedar oldukları, davacının miras bırakanına adresinin ve mirasçılarının belli olmaması nedeniyle Beyoğlu 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1995/293 Esas – 1995/397 Karar ve Beyoğlu 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1992/840 Esas – 1993/295 Karar sayılı ilamları ile İstanbul Defterdarının kayyım atandığı, taşınmazda hissedar olan Agop kızı Mahruki’nin öldüğü, davacının ise tek mirasçı olarak kaldığı ve adresinin belli olduğu, dava dilekçesinde her iki kayyımlık kararı yönünden kaldırma talep edildiği halde mahkemece sadece Beyoğlu 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1992/840 Esas – 1993/295 Karar sayılı kayyımlık kararının kaldırılmasına karar verildiği, diğer talep yönünden herhangi bir hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda gösterilen yasal düzenleme de dikkate alındığında davacının Beyoğlu 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1995/293 – Esas 1995/397 Karar sayılı kayyımlık kararının kaldırılması talebi yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.