Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/1224 E. 2014/4320 K. 10.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1224
KARAR NO : 2014/4320
KARAR TARİHİ : 10.03.2014

MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/02/2013
NUMARASI : 2012/281-2013/87

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, irtifak kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın irtifak hakkının idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece alınan bilirkişi kurulu raporu hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-2942 Sayılı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi uyarınca bilirkişi kurulu, arazi niteliğindeki taşınmaz malın kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak düzenleyeceği raporda, bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurları; her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ve ilgililerin de beyanını dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerini tespit etmelidir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında ise özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için aynı yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişik 15. maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca, kamulaştırma belgelerinin mahkemeye verildiği gün itibarıyla dekar başına elde edilecek ortalama verim, üretim gideri ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğü verilerinin esas alınması aranmaktadır.
Somut olayda, bilirkişi kurulu raporunda münavebeye alınan salatalığın kuru arazide ekilen ürünlerden olmadığının gözetilmediği, buğday ve pamuğun bilirkişi raporunda değerlendirmeye alınan verimi, satış fiyatı ve üretim giderlerinin geri çevirme sonrası dosyaya getirtilen gıda, tarım ve hayvancılık il müdürlüğü resmi verilerine uygun bulunmadığı ve pamuğun kuru ve sulu arazideki verilerinin ayrı ayrı istenilerek veri cetveline uygunluğunun denetlenmediği anlaşılmaktadır.
Buna göre; mahkemece dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede kuru şartlarda ekilmesi mutad olup, münavebeye alınacak ürünlerin neler olduğu ve bu ürünlerin 2012 yılı itibariyle dekar başına ortalama verimi ve üretim gideri ile kg. başına ortalama satış fiyatları gıda, tarım ve hayvancılık il müdürlüğünden sorulup bu verilere uygun olarak değerlendirme yapılması gerektiğinin düşünülmemiş olması,
2-Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmaz malın kamulaştırma (dava) tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerlendirilip belirleneceği öngörülmektedir. Bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler yönünden sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşır. Mahkemece hükme esas alınan raporda, kuru tarım arazisi olduğu kabul edildiği halde kapitalizasyon faiz oranı %5 alınarak dava konusu taşınmaza değer biçildiği anlaşılmıştır. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre, iklim koşulları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ile bölgesindeki konumu (büyük yerleşim yerlerine uzaklığı vb.) gözetildiğinde, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerle benzer nitelikte olan ülkemizin değişik yörelerindeki kuru tarım arazilerinin değerlendirilmesinde, (değeri önemli biçimde etkileyen, kanıtlanmış farklı ve özel bir etkenin bulunması durumu dışında) kapitalizasyon faiz oranı %6 olarak alınmaktadır. Hal böyle iken değerlendirmeye esas alınan bilirkişi kurulu raporunda taşınmazın değerinin belirlenmesinde kapitalizasyon faizi oranının %6 yerine %5 olarak kabulü,
3-Dava konusu taşınmazın tapu kaydına göre yüzölçümü 13200 m² olduğu halde bilirkişi kurulu raporunda irtifak kamulaştırma bedeline ilişkin hesaplamanın maddi hata sonucu 21000 m² üzerinden yapılması suretiyle fazlaya hükmedilmesi,
4-Mahkemece tespit olunan ve bankaya bloke edilen kamulaştırma bedelinin kararın kesinleşmesi beklenmeksizin derhal ve bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş mevduat faiziyle davalıya ödenmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken infazda duraksamaya neden olacak şekilde depo edilen bedelin karar kesinleştiğinde talep halinde ödeme tarihindeki mevduat faizi ile birlikte ödenmesi şeklinde karar verilmiş olması,
5-Davalı yargılamada vekille temsil edildiği halde gerekçeli kararın başlık bölümünde davalı vekilinin adının yazılmaması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.