Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/12105 E. 2014/15593 K. 06.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12105
KARAR NO : 2014/15593
KARAR TARİHİ : 06.11.2014

MAHKEMESİ : Maden Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/05/2013
NUMARASI : 2012/129-2013/120

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Kamulaştırma Yasası’nın 12. maddesinin üçüncü fıkrası hükmüne göre, bir kısmı kamulaştırılan taşınmaz maldan artan kısım yararlanmaya elverişli bir durumda değil ise mal sahibinin en geç kamulaştırma kararının tebliğinden itibaren 30 gün içinde yazılı başvurusu üzerine bu kısmın da kamulaştırılması zorunludur. Yargıtay uygulamalarına göre davalı bu hakkını davaya cevap dilekçesiyle de kullanabilir. Somut olayda dava dilekçesinin bir kısım davalılara 15.12.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davalılar vekilinin 12.12.2012 tarihinde sunduğu cevap dilekçesinde kamulaştırmadan arta kalan 30,03 m²’lik kısmın da kullanılamayacağı gerekçesiyle kamulaştırılmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
Bu durumda kamulaştırma kararı alındıktan sonra ifraz edilerek .. ada .. ve .. parsellere bölünen dava konusu taşınmazlardan .. ada .. parselin yol olarak tapuya tescil edildiği, davalılara ait yapının her iki taşınmaz üzerinde yer aldığı, söz konusu yapının kamulaştırılmayan .. ada … parsel üzerinde kalan kısmının da bedelinin hesaplandığı dikkate alındığında, kamulaştırmadan arta kalan 30.03 m² yüzölçümlü .. ada .. parsel sayılı taşınmazda değer azalışı olup olmadığı araştırılarak şayet bu kısmın tek başına kullanılamayacağı tespit edilirse bu parselin de bedeline hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.
Bundan ayrı olarak;
2-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 06.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.