Yargıtay Kararı 18. Hukuk Dairesi 2014/12099 E. 2014/16952 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 18. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12099
KARAR NO : 2014/16952
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

MAHKEMESİ : Dörtyol 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/04/2014
NUMARASI : 2013/238-2014/105

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiş olup mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükümde tavzih yapılmasına ilişkin davacı vekili isteminin reddi üzerine verilen ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekilince mahkeme kararının tescile ilişkin hüküm fıkrasında tereddüt olduğu belirtilerek tavzih yoluyla düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece talebin reddine karar verilmiştir.
Kamulaştırma bedelinin tespiti ve irtifak hakkının idare adına tesciline ilişkin mahkemece verilen karar, Dairemiz 01.04.2013 tarih ve 2013/3988-5124 sayılı ilamı ile “Dava konusu taşınmazın tapu kayıt maliklerinden A. Ş.’e karşı dava açılmadığı halde onun payını da kapsar şekilde tam pay üzerinden kamulaştırma bedelinin tespitine ve tesciline karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur. Bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda kamulaştırma bedeli davalıların payı oranına göre doğru tespit edilmesine rağmen tescil hükmü kurulurken kamulaştırma yoluyla irtifak tesis edilen 179,60 m²’deki davalıların 3/4 payı oranında idare adına irtifak hakkı tesisi ile tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde ve hesaplamada maddi hata da yapılarak paya isabet eden irtifaklı alanda (143,68 m²) davacı lehine irtifak hakkı tesisi ve tapuya tesciline karar verilmiştir.
Tavzih talebinin HMK.nun 350/1. maddesinde belirtilen hükmün icrasında tereddüt uyandıracak nitelikte olduğu ve yeterince açık olmadığı dikkate alındığında 305/2. maddesinde belirtilen taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yoluyla sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez ilkesine de aykırı olmadığından, davalılar aleyhine bir sonuç doğurmayacağı hususu da dikkate alınarak aynı Yasanın 306. maddesi gereğince işlem yapılarak karar verilmesi gerekirken, talep yerinde bulunmadığından reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde ek karar tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.